Kiraya verenlerin kira sözleşmesinde iki kişi olduğu gözetilerek, her kiraya verenin kendi payı için kira alacağının tahsilini isteyebileceği-
Davalı itirazında, kira miktarını göstermediğinden, artık icra takibinde açıklanan aylık kira bedeline itiraz etmemiş sayılması gerekeceği-
Tahliye davalarında sözleşmenin tarafı olan kiracının tahliyesinin istenebileceği, bu nedenle davacının yalnızca kiracı şirket hakkında tahliye davası açması ve kiracının tahliyesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece kefil hakkında açılan davanın husumetten reddi yerine yazılı şekilde kefilin de tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kiralananın maliki tarafından aynı dönemlere ait kira alacağı istemi bulunduğu ve buna ilişkin davanın halen derdest olduğu anlaşıldığından bu davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kiraya veren tarafından icra takibinin yapılarak itirazın kaldırılması ve tahliye talep edilmesinde her hangi bir usulsüzlük bulunmadığından mahkemece işin esasının incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, kendisini yetkilendirdiği bir vekil ile temsil ettirmediğinden, davayı kendisi açıp takip ettiğinden, mahkemece, A.A.Ü. tarifesi hükümleri gereğince davacı yararına vekalet ücreti takdir edilerek, bu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak bu sebeple kararın bozularak, yeniden yargılama yapılmasında fayda görülmediği-
Davalı kira sözleşmesi altındaki imzaya karşı çıkmadığı ve kiracılığı kabul ettiğine göre kira ilişkisinin varlığı kesinleştiğinden, mahkemece işin esasına girilerek takipte dayanılan kira sözleşmesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Yapılan itiraz süresinde olmadığından icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu nedenle alacak yönünden takip kesinleşmiş olduğundan davacının itirazın kaldırılması talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı-
Davacı alacaklının keşide ettiği ihtarlara cevap vermemesi kira ilişkisini kabul ettiği anlamına gelmediği gibi tüm iddiaları reddettiğinin kabulü gerekeceği, bu nedenle davalı borçlu kira ilişkisine karşı çıktığına göre uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerekeceği-
Davalı 30 günlük yasal ödeme süresi içerisinde talep edilen kira bedelinin tamamını ödemediğinden temerrüdün oluştuğu-