Tahliye talebi olmadan başlatılan takip nedeniyle düzenlenen ödeme emri yasal içerikli olamayacağından tahliye kararı verilemeyeceği, bu nedenle açılan davada davacı-alacaklının tahliye isteminin dinlenilemeyeceği, bu hususun kendiliğinden nazara alınarak tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalı kefil yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kesinleşen takip sebebiyle davalı kiracı kefilin diğer davalı ile birlikte kiracı olduğunun kabulü ile kiralanandan tahliyesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı borçlunun itirazının kısmi itiraz olduğu değerlendirilmeksizin takip alacağının tamamı üzerinden inceleme yapılmasının doğru olmadığı-
Davada dayanılan icra takibinin takip talepnamesinde takip yollarının bulunduğu sütunda haciz isteminin yanında tahliye isteminin bulunmamasının takibi geçersiz hale getirmeyeceği, takip talebinin 4. sütununda kira alacağının yanında tahliye isteminin de bulunduğu, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Duruşma davetiyesinin davalı şirketin yetkili temsilcisi sıfatı ile tebliğ edildiği kimsenin, ticaret sicil kaydına göre şirket ortağı olup temsil yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından, anılan tebligatın usulsüz olduğu ve kiralanaın tahliyesine ilişkin davanın tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet yapılmadan hüküm veilemeyeceğinden mahkemece usulüne uygun şekilde taraflara yapılacak tebligat ile taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Vasinin vesayet altındaki kişi adına icra takibi yapabilmesi ve dava açabilmesi için TMK'nun 462/8. maddesi gereğince vesayet makamından izin alması gerektiğinden mahkemece bu konuda ilgili tarafa süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın kaldırılması davasında, menfi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmez ise de menfi tespit davası kesinleştiğinden sonucuna etkili olacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının itirazında belirtiği sebeplere,davacının karşı iddialarına göre alacağın belirlenmesinin yargılamayı gerektireceği, istemin uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddine ve bu nedenle davalı lehine inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Tahliye davalarında sözleşmenin tarafı olan kiracının tahliyesinin istenebileceğinden, davacının yalnızca kiracı hakkında tahliye davası açması ve kiracının tahliyesine karar verilmesi gerekirken, kefil hakkında açılan davanın reddi yerine yazılı şekilde kefilin tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı takip talebinde kira alacağı talep ettiği ayları açıkça belirtmiş olup takip talebinde belirtilen bu aylar yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken takip talepnamesinde yazılı olmayan aylara yönelik olarak da yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-