Takip dayanağı alacağın konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkinin borçlu tarafından kabul edilmediği, öte yandan, alacaklı tarafından da borçlu ile arasındaki hukuki ilişkinin varlığının kanıtlanamadığı, hal böyle olunca, alacaklının bu hukuki ilişkiye dayanarak kendi yerleşim yerinde takip yapmasına yasal olanağın olmadığı-
Yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının koşullarından birisi olduğu, dava koşullarının bulunup bulunmadığının mahkemece re'sen inceleneceği-
Yetki itirazının, esasa ilişkin itirazla birlikte yapılması gerektiği- İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin inceleneceği- Yetkiye itiraz edilirken, borçlu tarafından, yetkili icra dairesinin “açıkça” belirtilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde itirazın usulsüz olduğunun kabul edileceği-
Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin (icra dairesinin) de yetkili olduğu-
Yerel mahkemece icra dairesinin yetkisine ve mahkemenin yetkisine yapılan itiraz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davanın esası hakkında karar verilmemesi gerekeceği-
Cari hesap alacağına ilişkin genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, sözleşme varsa taraflarca sözleşmede yetkili kılınan yer icra dairesinin yetkili olduğu, sözleşmede yetkili yer belirlenmemiş ise; alacak cari hesaptan doğan faturaların ödenmemesine ilişkin olduğundan faturada belirtilen malların nerede teslim edildiği belirlenmesi, malların teslim edildiği yer akdin ifa edildiği yer olduğundan bu yerin takipte yetkili olacağı ve bu durumda TBK. mad. 89'un uygulanmayacağı, aksi halde, yani sözleşme yok ve de faturadaki malların teslim edildiği yer belirlenemiyorsa genel hükümler dikkate alınarak HMK. 7 uyarınca borçlu şirketin ikametgah adresi olan yerde takip yapılabileceği-
Borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması halinde, bu borçlulardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceği ve diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacağı anılan hükümler çerçevesinde belirtilmişse de, ödeme emrinin, itiraz eden borçluya 19/09/2013 tarihinde, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu şirkete ise 16/09/2013 tarihinde O.gazi/Bursa adresinde tebliğ edildiği görüldüğünden, gerektiğinde ticaret sicili kayıtları da incelenmek sureti ile O.gazi/BURSA adresinin adı geçen borçlu şirketin ticaret sicilinde yer alan adresi olup olmadığı ve icra dairesinin yetkisinin, bu borçlu yönünden eldeki yetki itirazı tarihinde kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun adresinin, çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin Antalya olduğu, mahkemece borçlunun yetkiye itirazının kabulüne karar verileceği-
İcra takip dosyasında hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmasından ötürü mahkemece öncelikle İ.İ.K. 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine itiraz gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-