İtiraz eden borçlunun adresinin, çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin olduğu, mahkemece, yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemeye yapılan borca itiraza ilişkin talebin incelenmesi sırasında yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip icra dosyası başka bir icra müdürlüğüne gönderilmiş olduğundan, o icra dairesinde muteriz borçlu yönünden derdest bir icra takibi bulunmamakta olup, mahkemece, borçlunun borca itirazının konusu kalmadığından reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken, HMK'nun 6. maddesi uyarınca bonoya dayalı takibin borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, 6102 Sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre (takip tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 689/3 maddesi) ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
Alacaklı tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alınarak, borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, İİK’nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede borçlu icra mahkemesine başvurarak icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, yetki konusunda içtihat değişikliğine gidilerek, İİK’nun 50. maddesi atfı ile HMK’nun genel yetki kurallarının uygulanacağının benimsendiği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde, davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu-
İhtiyati haciz kararının verildiği mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK.nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nun 12.maddesinin, 6100 Sayılı HMK’da karşılığı bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, sırf o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine,anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelmeyeceği-
Çeke dayalı takip, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.) ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-
Para alacağına ilişkin takipte, borçlu gerek borca itirazında ve gerekse cevap dilekçesinde akdi ilişkiyi reddetmediğinden,TBK. 89/1 ve HMK.’nun 10 gereğince, alacaklının, anılan para borcu için kendi ikametgâhında takip başlatabileceği-
İİK'nın 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK'nın 50. maddesi atfı ile HMK' nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği-