İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
Kooperatif ile ortakları arasındaki icra takiplerinde kooperatifin merkezinin bulunduğu yer icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu- Kooperatif genel kurul kararları iptal edilmediği ya da yok hükmünde olmadığı sürece, genel kurula katılmasalar dahi tüm ortaklar için bağlayıcı olup ayrıca genel kurulda alınan kararların ortaklara tebliğine gerek bulunmadığı-
Yetkisizlik kararının, yetkisiz icra dairesince borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve buna bağlı olarak da yetkisiz icra dairesince konulan hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucunu doğurduğunun kabulü gerektiği- Yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri tebliği gerekip, alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren on günlük ödeme süresinin geçmesinden sonra haciz isteyebileceğinden (İİK. mad. 168/2), yetkili icra dairesince tebliğ edilen ödeme emrinde öngörülen on günlük ödeme süresinden önce konulan hacizlerin geçersiz olduğu- Yetkisiz icra dairesince konulan haczin, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine kaldırılması gerektiği-
Davalı vekili hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz ettiğinden, öncelikle, mahkemece icra dairesinin yetkisinin inceleneceği, icra dairesi yetkisizse davanın bu yönden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yetki sözleşmesi yapılmasında tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmalarının arandığı, sözleşme konusunun ticari iş olmasının gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermeyeceği, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olması gerektiği-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince, bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmaması ve alacaklı tarafından tarafların tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmaması karşısında bonodaki yetki şartının geçersiz olduğu-
Cari hesap alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu yetki itirazı ile birlikte borç miktarına kısmen itiraz etmiş olup alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiş olduğundan, olaya uygulanması gereken BK.'nun 73/1 (TBK.’nun 89/1) maddesine göre alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı-
Birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceği (HMK. mad. 7) ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacağı, ancak bu hükmün borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için geçerli olduğu- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte (yetki itirazında bulunan) borçlulara ödeme emri tebliğ edildikten bir gün sonra, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusuna ödeme emri tebliğ edilmiş ve bu borçlu yönünden takip henüz kesinleşmediğinden, icra dairelerinin yetkisi de kesinleşmemiş olacağı, itiraz eden borçluların adresleri, çekin keşide yeri ile muhatap bankanın bulunduğu yer dikkate alındığında, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince, bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmaması ve alacaklı tarafından tarafların tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmaması karşısında bonodaki yetki şartının geçersiz olduğu- Bonoda tanzim yerinin Ankara olması karşısında, ödeme yerine göre Sincan icra daireleri de yetkili olduğunun kabul edilemeyeceği; HMK. mad. 8 uyarınca memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesinin (icra dairesinin) de yetkili olacağı-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince, taraflardan her ikisi de tacir olmadığından alacaklı ve borçlu arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu-