İİK’nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK’nun 50. maddesi atfı ile HMK’nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği-
Mahkemece bir kısım borçluların adresi Bursa olup, bu borçlular yönünden Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkisinin kesinleştiği gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verilemeyeceği, borçlu şirketin itiraz tarihi itibariyle bahsi geçen borçlulara ve diğer borçlulara yapılan bir ödeme emri tebligatı bulunmadığından Bursa İcra Müdürlüğü'nün yetkisi kesinleşmeden muteriz borçlu şirket tarafından yetkiye itiraz edildiğinden, HMK'nun 7/1 maddesi uyarınca borçlunun birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yerinde takibin yapılabileceği ilişkin hükmün uygulanamayacağı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
Takip dayanağı bonolarda tanzim yerinin ve muteriz borçlunun adresinin Ataşehir olduğu, ödeme emrinin de bu adreste borçluya tebliğ edildiği görüldüğünden takibe konu borçlarda İstanbul Mahkemelerinin (İcra Dairelerinin ) yetkili olduğunun belirtilmesi yetki sözleşmesi niteliğinde ise de, borçlunun tacir olmadığı anlaşıldığından takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesinin geçersiz olacağı-
İİK.nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK. 50 ile HMK' nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği-
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin sırf bu yüzden somut olay için yine aynı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olmasını gerektirmeyeceği-                      
Gemi alacağı iddiası nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 36. maddesi de dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafça ileri sürülen alacak kalemlerinin 6762' sayılı TTK kapsamında kanuni rehin hakkı tesisine imkan sağladığı dikkate alınmaksızın, dosya içerisinde örneğine rastlanmayan sözleşmeden söz edilerek ret hükmü kurulamayacağı-
Yetki itirazı, "hadise" şeklinde inceleneceğinden, mahkemece dosyaya sunulan taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen bakiye borç mutabakat belge örneği değerlendirilerek yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK.6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, 6102 Sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibinin yapılabileceği-