İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için de yetkili hale gelmeyeceği-
Takibin başlatıldığı yerin dayanağı belirtilmediği, mahkemece, İİK 50. maddesi atfıyla HMK'nın yetkiye dair hükümleri çerçevesinde borçlunun yetkiye itirazının kabulü gerekeceği-
İİK.nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK. 50 ile HMK' nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği-
2 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, takip dayanağı bonolarda, şikayetçi borçlu olan bono keşidecisinin tacir olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, bonodaki yetki kaydının geçersiz olduğundan bahisle, borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verileceği-
Takip dayanağı faturada sözleşmenin icra olunacağı yer yazılı olmadığından ve akdi ilişki de borçlu tarafından reddedilmediğinden, TBK’nun 89/1 ve HMK’nun 10. maddesi gereğince, alacaklının, anılan para borcu için kendi ikametgâhında takip başlatabileceği-Bağlantı
Takip dayanağı bononun tanzim yerinin ve muteriz borçluların adresinin Ankara olduğu, ödeme emrinin de bu adreste borçlulara tebliğ edildiği görüldüğünden, takibe konu bonoda Sinop İcra dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olsa da gerek lehtar gerekse keşideci borçlunun tacir olduğu ispat edilemediğinden, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesinin geçersiz olacağı-
Keşidecisi ve lehtarı limited şirket olan takibe konu bonoda Ankara İcra Daireleri'nin yetkisinin kabul edildiği, tarafların kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili icra dairelerinin de yetkisini devam ettirmek istedikleri yönünde bir ibarenin bonoda bulunmadığı, dolayısıyla yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, avalist borçlu ise, tacir olmadığından HMK.nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin kendisini bağlamayacağı-
Öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip somut olay bakımından dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilmemesi gerekeceği-
Takibe konu bonolarda Samsun İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, HMK.nun 448. maddesi gereğince, bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla, derhal uygulanacağı dikkate alınarak, keşideci gerçek şahıs olduğundan, takip tarihi olan 12.02.2014 itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesinin geçersiz olacağı-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelmeyeceği-