Alacaklının ikamet ettiği yerin BK’nun 73. (TBK m.89) maddesi uyarınca yetkili olup olmadığının belirlenebilmesi için, öncelikle borçlunun bu itirazı incelenerek, taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığının ve icra takibinin gerçekte bir para alacağına dayalı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği-
Takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığının tespiti halinde; yetkili icra dairesinde usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından ve geçersiz takibe dayalı olarak itirazın iptali davası açılamayacağından davanın reddi gerektiği- Kurum, motorlu araç kazasında yaralanan sigortalısına yaptığı ödemeyi, zarar sorumlusunun zorunlu mali sorumluluk sigortacısından talep ettiğinden, zarar görenin hangi yer icra dairesinde takip yapması gerekiyorsa, SGK’nun da aynı yerde takip yapmasının gerekeceği-
İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemenin öncelikle icra hukuk mahkemesinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyeceği ve kesin olarak sonuçlandıracağı-
Alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı olan bonoda D.li icra mahkemelerinin yetkili kılındığı; takibe konu olan bonoda D.li mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılmasının yetki sözleşmesi niteliğinde olup, borçlunun tacir olmadığı anlaşıldığından takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesi yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu-
Takip borçlularından adresi Kartal olan şahsa ödeme emrinin bu adreste tebliğ edildiği, aynı borçlunun da ayrı bir dava ile yasal itiraz süresi içinde icra mahkemesine yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından, diğer borçlu yönünden de Kartal İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleşmeden borçlu şirket tarafından icra mahkemesine yetki itirazında bulunulduğundan bahisle artık HMK'nun 7/1. maddesinin uygulanamayacağı-
Yetki sözleşmesinin ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri tarafından, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar için yapılabileceği, yetki sözleşmesi düzenlenebilmesi için işin ticari iş olmasının değil, tarafların tacir olmasının gerekeceği-
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
HMUK 512’ye paralel bir hükme yer vermeyen, 6100 s. HMK.’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan, istihkak davalarında İİK. mad. 4, 50. HMK. mad. 5 ve 6. uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekeceği, yani istihkak davalarının asıl ‘icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi’ ile ‘davalının yerleşim yeri mahkemesinde’ açılabileceği-