Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça yapılan yetki sözleşmesinin “münhasır yetki sözleşmesi” olacağı,tarafların yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairesinin yanında kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, diğer bir anlatımla münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekeceği-
Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2, 117 maddeleri gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekeceği, HMK'nun 19/4. maddesine göre de, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği-
11. HD. 04.04.2016 T. E: 2015/14302, K: 3631-
HMK'da, HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan, HMK yürürlüğe girdikten sonra açılan istihkak davasında, İİK’nun yetkiye ilişkin 4 ve 50. maddeleri ile HMK’nun 5 ve 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerektiği; buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu; davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği (HMK. mad. 7/1)- İstihkak davaları, İİK. mad. 97/11 gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi olduğundan ve taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK. mad. 19/2 gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerektiği
HMK mad. 20 de görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvuruluşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli yada yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği aksi taktirde bu mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verileceği hükme bağlandığı, bu kuralın takip hukukunda da geçerli olduğu – HMK mad 20 de düzenlenmiş olan bu kuralın kamu düzenine ilişkin olduğu –
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK’nın 50. maddesinin yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HUMK’un 12. maddesinin HMK da karşılığı olan bir düzenleme bulunmadığından bu nedenlede ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin salt o yer mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi iin yetkili olmayacağı – HMK’nun 7/I’ e göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki icra dairesinde takip yapılabileceği-
HMK.'nda yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahısların, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiği, öte yandan, tacirden anlaşılması gerekenin, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olması olduğu, kooperatifin, ticaret şirketi olduğu ve tacir sayılması gerektiği-
borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda HMK'nun 7. maddesi uyarınca borçlunun ikametgah adresi olan yerde takibin yapılması gerekip, borçlunun ikametgahı Karşıyaka olduğuna göre İzmir icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu-
Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairelerinin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini istiyor ise, diğer bir anlatımla, münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekeceği, bunun yanında, tacir sıfatının Türk Ticaret Kanunu'na göre tayin edilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte 10 günlük ödeme süresi geçmeden haciz yapılamayacağı-  Yetkisizlik kararının, yetkisiz icra dairesince borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve buna bağlı olarak da yetkisiz icra dairesince konulan hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucunu doğuracağı-