19. HD. 05.05.2016 T. E: 758, K: 8285-
Borçlu tacir olduğu gibi yetki sözleşmesinin diğer tarafı konumunda bulunan alacaklının da tacir (banka) olması karşısında, HMK. mad. 17 gereğince bu yetki sözleşmesinin geçerli olacağı- Borçlu şirketin yetki itirazının kabulü ile icra dosyasının muteriz borçlu şirket yönünden tefrik edilerek yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. mad. 6), bonoda öngörülen ödeme yerinde -ancak, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde- icra takibi yapılabileceği- Bonoda yer alan yetki şartının tacir olan keşideci ve lehtar yönünden geçerli ise de; itiraz eden avalistler tacir sıfatına sahip olmadıklarından yetki şartı gerçek kişi avalistleri bağlamayacağı-
Gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu, icra mahkemesine "adi ortaklık adına" yapılan başvurunun ise, "aktif husumet yokluğu" nedeniyle reddi gerekeceği- İcra mahkemesince kısa kararda, "Davacının yetki itirazının kabulüne" gerekçeli kararda ise “Davacıların.... İcra Dairelerinin yetkisine itirazının kabulü ile ... İcra Dairelerinin yetkisizliğine, süresinde ve talep halinde icra dosyasının ... İcra Dairelerine gönderilmesine” şeklinde karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği-
Gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu, icra mahkemesine "adi ortaklık adına" yapılan başvurunun ise, "aktif husumet yokluğu" nedeniyle reddi gerekeceği- İcra mahkemesince kısa kararda, "Davacının yetki itirazının kabulüne" gerekçeli kararda ise “Davacıların.... İcra Dairelerinin yetkisine itirazının kabulü ile ... İcra Dairelerinin yetkisizliğine, süresinde ve talep halinde icra dosyasının ... İcra Dairelerine gönderilmesine” şeklinde karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği-
İstihkak davalarının, İİK’nun 97/11. maddesi gereğince, genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi olduğu, basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden, yetki ilk itirazının HMK. mad. 19/2 gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerektiği-
HMK. mad.448 'e göre; bu kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağından ve  talep konusu bono eylül 2010 tarihinde tanzim edilmekle tamamlanmış işlem niteliğinde olduğundan tanzim tarihinde yürürlükte bulunan HUMK. mad. 22 uygulanması gerektiği- Talep, bonoda yetkili olarak gösterilen Adana mahkemesine yapıldığına göre itiraz edenlerin yetki itirazları yerinde olmadığı gibi diğer itirazları da İİK. mad. 265 kapsamında sayılan sebeplerden olmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin yargı çevresindeki icra dairesinde takip talebinde bulunularak takip yapılamayacağı- “Yetki sözleşmesi” yapılmasında tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması zorunluluğunun bulunduğu- Sözleşmenin konusunun ticari iş olmasının, gerçek kişilere “yetki sözleşmesi” yapma imkanı vermediği; tarafların, kanunlarda "tacir" olarak tanımlanan kişiler olması gerektiği-
itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerektiği, yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle, dava koşulu oluşmaması sebebiyle verilen "davanın usulden reddine" dair kararda isabetsizlik bulunmadığı-