Yasada bono unsurlarının, senet metni üzerinde nerede yer alacağına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, takip dayanağı bonoda tanzim yerinin belirtildiği, tanzim yerinin paraflanmasını gerektirir bir durumun da bulunmadığı anlaşılmakla, tanzim yerinde takip yapılmasının mümkün olduğu ayrıca bonoda tarafların tacir olduğunu gösterir bir ibare bulunmadığı gibi, borçlu tarafından keşideci ve lehdarın tacir olduğuna ilişkin bir belge de sunulmadığından yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu- 
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
Çeke dayalı takibin, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. mad. 6) ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
HMK.nun 7. maddesine göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerinde takip yapılacağı ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacağı ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin yerleşim yerindeki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için geçerli olduğundan bu durumda takibin diğer borçluları yönünden İstanbul İcra Dairesi genel yetkili olmadığından, HMK.nun 7/1. maddesinin uygulanması mümkün olmayacağı - İİK.nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK.nun 447/2. maddesi atfıyla HMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirleneceği ve takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkili olacağı, diğer yandan çekin keşide edildiği yer ile muhatap bankanın bulunduğu yer de İstanbul olmadığından, muteriz borçlu yönünden İstanbul İcra Dairelerinde takip yapılması mümkün olmadığından mahkemece yetki itirazının kabulü ile icra takip dosyasının tefrikine ve muteriz borçlu yönünden karar kesinleştiğinde ve talep halinde icra takip dosyasının Sakarya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği - İİK'nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nun 12. maddesinin, 6100 sayılı HMK'da karşılığı olan bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği-
İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Davada taraf olmayan şirket ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde yetkiye ilişkin hüküm getirildiği, davanın HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı dikkate alınarak, yetki sözleşmesinde kararlaştırılan yer mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü gerekeceği-
Dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin iki haftalık kesin süreden sonra istenmesi halinde, mahkemece re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK' nun yetkiye ilişkin hükümleri gereğince; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK.6.md), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
İİK'nun 50. ve HMK'nun 447/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK' nun 6. maddesinin 1. cümlesine göre, genel yetkili mahkemenin, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin, 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirleneceği-