Birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceği ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak bu hükmün, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için olduğu-
Birden fazla yetkili icra dairesinin bulunması halinde, HMK.nun 19/2.maddesi uyarınca, borçlunun yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmesi gerekeceği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği- İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- Açıklanan yetki kurallarına göre, alacaklının yetkili olmayan icra dairesinde takip yapması ve borçlunun takipte yerleşim yerindeki icra dairesinin yetkili olduğunu da ileri sürerek icra dosyasının buradaki icra müdürlüğüne gönderilmesi ile icra mahkemesine başvurması halinde, mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İtiraz eden borçluya ödeme emrinin tebliğ edilemediği, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu şirkete ödeme emrinin Kadıköy/İstanbul adresinde 25.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, takibin, adı geçen borçlu yönünden itiraz tarihi olan 03.12.2015 tarihinden önce kesinleştiği anlaşılmış olup, İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkisinin de kesinleşmiş bulunduğu, takibin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Dairesi, borçlu şirketin ikametgahındaki ve onun için genel yetkili icra dairesi olduğundan, borçlu şirketin yetkiye yönelik itirazının yerinde olmadığı-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin lehtar ile tanzim eden borçlu arasında geçerli olduğu, itiraz eden avalist gerçek kişi olup, tacir olmadığından HMK'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin kendisini bağlamayacağı, o halde, mahkemece, adı geçen borçlunun yerleşim yeri Güzelbahçe/İzmir olduğundan, borçlu yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çekten kaynaklanan borcun alacaklısının, borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yeri çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği- Muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazandığından, HMK. mad. 10 gereğince ifa yeri olarak TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline geleceği-
İcra mahkemesinin taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen "yetki itirazının kabulüne" dair bu kararının, temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, alacaklı vekilinin gönderme talebinin ise bu tarihten itibaren iki haftalık kesin süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, kamu düzeni ile ilgili olan HMK. mad. 20 uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu gerçek kişi olup, dosyada tacir olduğuna ilişkin belge bulunmadığına göre Ankara (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığına dair senettte yer alan yetki kaydının geçersiz olduğu, yetki itirazının geçersiz olması yanında, mahkemece İİK’nun 50 maddesi değerlendirilerek, somut olayda Ankara Mahkemeleri’nin (icra daireleri) yetkili olup olmadığı yönünde inceleme yapılmadan yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu birden fazla ise, HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlulardan birinin yerleşim yerinin icra dairesinde takip yapılabileceği, bu durumda, diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün, borçlulardan birinin, onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali için olduğu-
Takip dayanağı bonoda Karabük mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge de sunulmadığından, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince, yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu durumda bonoda tanzim yeri Kastamonu olarak belirtildiğinden, Kastamonu İcra Dairelerinde takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-