Takip dayanağı bonoda Karabük mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge de sunulmadığından, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince, yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu durumda bonoda tanzim yeri Kastamonu olarak belirtildiğinden, Kastamonu İcra Dairelerinde takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Takip dayanağı bonoda, kanunen yetkili mahkeme ve icra daireleri yanında İstanbul/Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması, münhasır olmayan yetki sözleşmesi niteliğinde olup, borçluların ikametgahı ve bononun düzenlenme yeri olan Samsun İcra Daireleri de yetkili olduğundan, İstanbul İcra Dairelerinin münhasır yetkili olduğundan bahsedilemeyeceği-
12. HD. 15.11.2016 T. E: 5940, K: 23560-
Kambiyo senedinde lehtarın tacir olmadığı gerekçesiyle yetki şartının geçersiz olduğu- Kambiyo senetlerine dayalı borç aranacak (götürülecek) borçlardan olup TBK. 89/1 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmadığı-
12. HD. 14.11.2016 T. E: 6220, K: 23510-
İcra mahkemesinin"yetki itirazının kabulüne" dair kararının, temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, alacaklı vekilinin gönderme talebinin ise bu tarihten itibaren iki haftalık kesin süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, kamu düzeni ile ilgili olan HMK. mad. 20 uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Yetki sözleşmesinin tacir olmayan avalisti bağlamayacağı- Takip konusu bonoların tanzim edildiği yerler gösterilmemiş olup; anılan senetleri tanzim edenin adresinin ise, Kaş olduğu, söz konusu bonolarda tanzim yeri ve ödeme yerinin Kaş olduğu, muteriz borçlu ile diğer takip borçlusunun adreslerinin Kaş olduğu ve sözü edilen borçlulara ödeme emrinin anılan yerlerde tebliğ edildiği görüldüğünden, muteriz borçlunun ikamet adresi ve gerekse bonoların tanzim yerleri Kaş olduğundan borçlu hakkındaki icra takibi yönünden Kaş İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği- İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- Açıklanan yetki kurallarına göre, alacaklının yetkili olmayan icra dairesinde takip yapması halinde mahkemece, yetki itirazında bulunan borçlunun itirazının kabulü ile icra dosyasının muteriz borçlu yönünden tefriki ile yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği, bu durumda, diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılmasının ve onun hakkındaki yetkinin şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş olmasının gerekli olduğu-
HMK. mad. 6. uyarınca, bir davada genel yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu- Sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu; TBK. mad. 89 maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu ve davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabileceği, bu hususun icra takibi için de geçerli olduğu-