Takip dayanağı bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından da borçlunun tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığından, anılan bononun tacirler arasında düzenlenen bir bono olarak kabul edilemeyeceği, ve mahkemece, HMK. mad. 17. maddesi gereğince, takip dayanağı bonodaki yetki şartının geçerli olmadığı, ayrıca borçlunun yerleşim yeri ve bononun tanzim yerinin de gözetilerek yetki itirazının kabulü gerekeceği-
Mahkemece yetkiye ancak itiraz halinde bakılabileceğinden ihtiyati haciz talebi üzerine İİK. mad. 50 gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
İcra dairesinin yetkisinin İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olduğu HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerinin icra takipleri hakkında da kıyasen uygulanacağı- Çeke dayalı takibin; borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yerdeki icra dairesinde ve ayrıca “akdin yapıldığı yer” olması nedeniyle çekin keide edildiği yer icra dairesinde yapılabileceği- Yetki sözleşmesini düzenleyebilecek kişilerin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olduğu-
HMK’nun , icra ve iflas kanununda bir hüküm bulunmayan hallerde ancak İİK’nun da açıkça yollama yapılması (İİK. 50,68/a-IV vb.) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması halinde uygulanabileceği- Haczedilmezlik şikayetinin taraflar gelmeseler bile icra mahkemesince inceleme yapılıp, şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği (İİK. mad. 18/3)- HMK. mad. 324 de düzenlenen “delil ikamesi avansının”, HMK.’nun 114. maddesini (g) bendinde belirtilen” gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olduğu ve bir ‘dava şartı’ niteliğinde olmadığı-
Borçlununun icra mahkemesine başvurusunun kambiyo senedine dayalı takiplerde “icra dairesinin yetkisine “ilişkin bir itiraz olup, itirazı incelemeye yetkili icra mahkemesinin İİK mad.4 uyarınca “icra takibinin yapıldığı yerdeki icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi “ olduğu ; bu yetkinin kamu düzenine ilişkin olup bu yetkinin “kesin yetki” olduğu- İcra mahkemesinin yetki itirazını yerinde görmesi halinde “icra dairesinin yetkisizliği ile icra takip dosyasının yetkili olduğu belirlenen icra dairesine gönderilmesine” , yetki itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılması durumunda ise; borca itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinin dayanağı mal bedeline ilişkin faturalar olduğundan, itirazın iptali davasının niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkin olduğu ve bu durumda TBK. mad. 89/1 uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebileceği-
Birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceği ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak bu hükmün borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili ) icra dairesinde takip yapılması hali için olduğu-
HMK. mad.10’a göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların “sözleşmenin yerine getirileceği yer” hakkında açık veya zımmi isteklerinin anlaşılamaması halinde sözleşmenin yerine getirileceği yerin TBK’nın 89. maddesine göre belirleneceği, ancak bu durumda akdi ilişkinin kabul edilmiş olması gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Çeke dayalı takibin; borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yerdeki icra dairesinde ve ayrıca “akdin yapıldığı yer” olması nedeniyle çekin keşide edildiği yer icra dairesinde yapılabileceği- Yetki sözleşmesini düzenleyebilecek kişilerin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olduğu-