Nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabileceği-
Takip dayanağı bonoda alacaklı konumunda olan lehtar, gerçek kişi olup, dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre İstanbul (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığına dair yetki kaydının geçersiz olduğu, öte yandan, HMK'nun 19/2. maddesine göre yetki itirazında bulunanın, yetkili icra dairesini doğru olarak göstermesi gerekeceği, aksi halde geçerli bir yetki itirazının varlığından söz edilemeyeceği-
Her davanın (takibin), dava tarihindeki (takip tarihindeki) koşullara göre çözümleneceği- Yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan haciz işlemleri, icra müdürlüğünce işlemin iptal edilmişe de, "şikayetin konusuz kaldığı"ndan hüküm kurulmasına yer olmadığına değil, başvuru icra müdürlüğü kararından önce olduğundan, şikayet tarihindeki takip dosyası kapsamına göre şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte yetki itirazı da dahil olmak üzere her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesinin zorunlu olduğu, borçlunun icra dairesi yerine Mahkeme'ye başvurusunun sonuç doğurmayacağı- Borçlu şirkete yapılan tebligat, Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerine aykırı olarak tebligatı almaya yetkili olan şirket temsilcisinin nerede olduğu tespit edilmeden, çalışan olduğu belirtilen personele yapıldığından, yapılan bu tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat halinde, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-  Mahkemece, İİK. nun 16. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddeleri uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, İİK.nun 62. maddesine aykırı olarak ve talepte aşılmak suretiyle icra dairesinin yetkisizliği yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nun 12. maddesinin karşılığı 6100 sayılı HMK'da bulunmadığından, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, sırf o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Kamu tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasındaki yetki sözleşmesinin geçerliliğinin bulunmadığı-
Yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağının yasaklanmadığı, yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmiş olacağı, ancak, borçlunun bu yerlerden birini tercih etmesi gerekeceği-
Çekler için takip alacaklısı tarafından muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabileceği-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelemeyeceği-