Alacaklının, takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamayacağı, borç ve akdi ilişki de borçlu tarafından kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak söz konusu olmadığından, mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gereğince takibin, borçlunun yerleşim yerinde yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlunun yetki itirazı üzerine talep kabul edilmiş ve borçlu aleyhine verilen ihtiyati haciz kararı kaldırılmış olduğundan, kendisini vekille temsil ettirmiş olan borçlu yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilinin, icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi için yaptığı talebin HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığı anlaşıldığından, mahkemece; kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi gözetilmek suretiyle takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin kabulünün aksine, alacaklının icra takibini başlattığı icra dairesinin, çekin keşide yeri olması nedeniyle takipte yetkili olduğu-
Kambiyo senetlerinden doğan alacakların, aranacak alacaklar niteliğinde olmasından dolayı, bu alacaklar için TBK.'nun 89/1. maddesinin uygulanmayacağı- İİK. mad. 50/1 uyarınca, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesinin HMK.'nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanarak belirleneceği- Borçlulardan biri için özel yetkili icra dairesinde takip yapılması halinde HMK. mad. 7/1'in uygulanamayacağı- İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelmeyeceği-
Davacı kooperatif tarafından davalı tarafa hizmetin verildiği kabul edildiğine göre, taraflar arasında zımni olarak sözleşmenin kurulduğunun kabulü ile sözleşme göz önünde bulundurularak yetkinin belirlenmesi gerekitiği- Söz konusu hizmetin Sözleşmeden kaynaklanan hizmetin ifa edildiği yer icra daireleri ve mahkemelerinin itirazın iptali davasında yetkili olduğu (İİK. mad. 50, HMK. mad. 10)- 
Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, açıkça borca itirazını belirtmemiş, akdi ilişkiyi kabul ettiği ya da reddettiği yönünde beyanda bulunmamış olup, bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda, HMK'nun 7. maddesi uyarınca borçlunun ikametgah adresinde takibin yapılması gerekeceği-
HMK'nun 7/1. maddesi birinci cümlesine göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği, bu durumda, diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün borçlulardan biri için genel yetkili icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali için olduğu-
Yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahısların sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin tacir olan lehtar ile avalist arasında geçerli olduğu-