Asıl icra dairesince yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulması üzerine İİK'nun 99. maddesi uyarınca 3. kişi hakkında dava açmak üzere alacaklı vekilinin çalışanına 7 günlük süre verilmesi ile yetinildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, kararda 7 günlük süre içinde istihkak davası açılmaması durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğacağına dair ihtarata da yer verilmediğinden, İcra Müdürlüğü'nce alacaklıya dava açması için 7 gün süre verilmesine ilişkin karar usulüne uygun olarak alacaklı vekiline tefhim veya tebliğ edilmediği gibi, dava açılmaması halinde doğacak hukuki sonuçlar bakımından da gerekli ihtaratların yapılmadığı gözetilerek, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı davanın istihkak davası niteliğinde olup, anılan Kanun'un 97. maddesinin 11. fıkrası uyarınca basit yargılama usulüne tabi olduğu-
İİK.nun 97/8. maddesinde yer alan, “Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.” hükmü gereğince, henüz altı aylık satış talep süresi dolmadan açılan dava nedeniyle satış isteme süresinin işlemeyeceği-
Talep aşılmak suretiyle dava konusu edilmeyen hacze ilişkin istihkak iddiası hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava dilekçesinde şikayetten söz edilmesinin, HMK'nun 33. maddesi uyarınca "hukuki tavsif hakime aittir" kuralını değiştirmeyeceği-
Şikayetçi 3. kişinin icra müdürlüğüne başvurusu haciz konulan emekli maaşının kendisine ait olduğu iddiasına dayalı olup, HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu-
Dava konusu takip borçlusuna T.... Çelik Konstrüksiyon San...şirketinin istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı 3. kişiye süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı alacaklı yararına İİK'nun 97/13. maddesi gereğince hükmedilen tazminata, kıymet takdir raporuyla, mahcuzların değeri olarak belirlenen ve aynı zamanda dava değeri olan 368.000 TL. üzerinden takdir edilmesi gerekirken, daha fazla olan alacak miktarının içinden, kapital haline gelmiş işlemiş faizler düşülmek suretiyle, asıl alacak olarak kabul edilen 146.000 TL. üzerinden takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davanın, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının basit yargılama usulüne tabi olduğu- Davacı üçüncü kişi gerek dava dilekçesinde gerekse delil listesinde finansal kiralama ilişkisinden bahsetmemiş, dava tahkikat aşamasında iken finansal kiralama ilişkisine dayanmış olup, iddianın bu şeklide genişletilmesine davalı tarafın açık onayı bulunmadığı gibi ıslah da yapılmamış olduğundan, mahkemece, "davacının finansal kiralama sözleşmesinde kiracı sıfatına sahip olduğu, aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi" yerine davacının dava dilekçesinde dayandığı delilleri inceleyip değerlendirerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
3. kişinin açtığı davanın reddi kanaati hasıl olmuşsa davanın reddine karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, 3. kişinin açtığı davada alacaklı yönünden ret, borçlu yönünden kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu-