3. kişinin açtığı istihkak davasında öncelikle hacze konu parselde paydaş olan 3. kişi şirketin dayandığı faturalar ve ticari defterleri, varsa banka kayıtları getirtilerek parsel üzerine kurulu sera ve tesislere ilişkin faturaların muhdesat teşkil eden mahcuzlarla uyumlu olup olmadığı, bu faturaların ticari defterlerde (açılış ve kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) kayıtlı olup olmadığı değerlendirilerek uzman bilirkişilerden rapor istenmesi gerektiği-
Bonoda keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu; istihkak davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
Dava konusu haczin "..." adresinde yapıldığı, bu adresin aynı zamanda takip adresi ve dayanak ilamda yazılı adres olduğu, ayrıca haciz sırasında borçlu şirkete ait birçok belge bulunduğu, bundan ayrı dosya içerisinde bulunan ticaret sicil bilgilerine göre; borçlu şirket ile davacı üçüncü kişi şirket ortakları ile faaliyet konularının aynı olduğu, her iki şirketin borcun doğum tarihini de kapsayacak şekilde aynı yerde faaliyet gösterdikleri anlaşıldığından İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ile; takibin talikine, haczin İİK. 99.madde kapsamında değerlendirilmesine, alacaklının kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davası açmakta muhtariyetine karar verilmiş ve temyize konu asıl dava alacaklı tarafından süresi içerisinde açılmış olup bu süre içerisinde davanın 3. kişi tarafından açılmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığından üçüncü kişi tarafından da bu davanın açılabileceği ve bu nedenle davacı üçüncü kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerektiği, ancak bu hususun ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı-
Yargılama sırasında borcun ödenmesi halinde, 3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasına ilişkin davanın "konusuz konusuz kalması" sebebiyle "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi tarafından başlatılan takipte borçlu sadece şirketlerden biri olup bu şirketin borcundan dolayı hakedişi yönünden haciz konulmuş olup (borçlu şirketin diğer şirketle adi ortaklık oluşturduğundan) bu haciz BK'nın 637/son maddesine göre usulüne uygun konulmuş olmadığından geçersiz olduğu- Şikayetçinin başlattığı takip dosyasında hakediş üzerine haciz konulması üzerine adi ortaklık tarafından dilekçe sunularak haciz konulan hakedişin adi ortaklığa ait olduğu bildirildiğine göre bu bildirim istihkak iddiası mahiyetinde olup ,istihkak iddiası istihkak prosedürü çerçevesinde neticelenmeden geçerli bir hacizden sözedilemeyeceğinin gözetilmemesinin de hatalı olduğu-
Davacı 3. kişi vekili haciz sırasında, haczedilen menkullerle ilgili istihkak iddiasında bulunmuş ve ''Haciz ve muhafaza baskısı altında ihtiyati haciz masrafları olan miktarı borcu kabul anlamına gelmemek ve alacaklı tarafa ödenmemek kaydı ile her türlü dava açma hakkımızı saklı tutarak dosyaya depo ediyoruz'' diyerek belirtilen miktarı yatırmış olduğundan, yatırılan paranın, istihkak prosedürünün devamı şartına bağlı olarak çekince kaydı ileri sürülerek yatırıldığından, belirtilen para, haciz baskısı altında ve çekince kaydıyla yatırıldığına göre, haczin söz konusu para üzerinde devam ettiği, mahcuz mal niteliğinin ve istihkak iddiası konusunun bu para olduğunun kabul edileceği- Alacaklının, söz konusu parayı hacizde haklı olup olmadığının istihkak iddiası prosedürü içerisinde incelenerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, "bu paraya ilişkin talebin çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu" gerekçesiyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96 vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davasında mahkemece, "karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulduğuna göre, istihkak davasındaki haklılık durumu dikkate alınarak vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine karar verilmesi gerektiği- Mahkemece davalı alacaklı davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, davalı alacaklı yararına karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, istihkak davasına konu hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- 
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalkmış olduğu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkün bulunduğu- Davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği-
Temyize konu dosyada; İcra Müdürlüğü'nce üçüncü kişi lehine İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürülen istihkak iddiası ile ilgili, İİK’nun 97/1. maddesi uyarınca takibin devamı ya da taliki yönünde bir karar verilmesi talebinde bulunulduğundan; mahkemece; İİK'nun 97. maddesi gereğince takibin devamına veya talikine karar vermekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde usulune uygun açılmış bir istihkak davası varmış gibi, esasa girilerek verilen kabul kararının doğru olmadığı-