Şikayetçi üçüncü kişinin geçerli bir istihkak iddiasının olmaması karşısında hacze konu menkullerin borçluya ait olduğunun kabulü gerektiği-
İcra müdürüne tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haczi istenen taşınırın 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi olmadığından; böyle bir durumda, icra müdürünce, 3. kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirilip istihkak prosedürünün işletilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi yararına tazminata hükmolunması için, üçüncü kişinin davasının kabulü yanında, istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklının kötüniyetinin gerçekleşmesinin de zorunlu olduğu- Haciz yapılan adresin ödeme emrinin tebliğ adresi olması ve aynı zamanda bu adresin takip borçlusunun mernis sistemine kayıtlı adresi olması halinde, alacaklının kötü niyetli olarak haciz talep ettiğinin kabul edilemeyeceği ve buna göre, İİK. mad. 97/15 uyarınca, davalı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Alacak miktarının hacizli malların değerinden az olması dikkate alındığında, avukatlık ücretinin alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerektiği- Takibin durdurulmasına karar verilip, infaz edildiğine dair dosyaya yansıyan bir bilgi olmadığı halde davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı- Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı - karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığı-
Alacak miktarının hacizli malların değerinden az olması dikkate alındığında, avukatlık ücretinin alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerektiği- Takibin durdurulmasına karar verilip, infaz edildiğine dair dosyaya yansıyan bir bilgi olmadığı halde davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı- Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı - karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığı, bu nedenle tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK’nun 97/17 maddesine göre karşı dava olarak ancak İİK’nun 97 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasının konusu olan mal veya hak ile ilgili olarak tasarrufun iptali davası açılabileceği-
Yokluğunda yapılan haciz işleminden haberdar edilmeyen, İİK'nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiş olduğundan, borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması gerektiği-
İcra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de, şikayet üzerine hakim tarafından her iki kararın da denetlenmesinin mümkün olduğu- Haciz tutanağında "haczin İİK'nun 97. veya 99. maddelerinden hangisine göre yapıldığına esas icra dairesinin karar vereceği" yönündeki kararı yerinde olduğundan, asıl icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin başvurusu üzerine, haczin İİK'nun 97. veya 99. maddelerinden hangisine göre yapıldığı konusunda bir karar verilmesi gerekeceğinden, asıl icra müdürlüğünün bu yöndeki talebin reddine yönelik kararı yerinde olmadığı-
Davacı 3. kişi ile davalı borçlunun faaliyet adreslerinin ve ortaklık yapılarının borcun doğumundan önce aynı olduğu hususu nazara alındığında, alacaklının kötü niyetli olarak haciz talep ettiğinden söz edilemeyeceği ve buna göre, İİK. mad. 97/15 uyarınca davalı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişi tarafından 6183 s. AATUHK’nun 67. maddesi gereğince açılmış istihkak istemine ilişkin davada, davacı vekili, dava dışı vergi borçluların vergi borcu nedeniyle haciz konulan müvekkiline ait banka hesabındaki paranın müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek istihkak davası açmış olduğundan, haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-