Takibin ertelenmesi yönünde verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından, alacaklının istihkak davası devam ederken de haczedilen menkullerin satışını talep hakkı bulunduğu-
Teminat yatırılmış olması nedeni ile takip durduğundan, İİK'nun değişik 97/13. maddesi gereğince, % 20 oranı ile davalı alacaklı yararına tazminata karar verilmesi gerektiği- 02.07.2012 tarihinde 6352 s. Kanun'un 19. maddesi ile bu tarihten itibaren İİK. mad.97/13'de düzenlenen tazminat oranının % 20 olarak uygulanması gerektiği-
İstihkak davasında, menkul malların davacı 3.kişi şirket tarafından fason olarak boyanması için dava dışı şirket adresine bırakıldığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle "davanın kabulü ile dava konusu menkul malların davacı şirkete ait olduğunun tespitine" karar verilmesinin isabetli olduğu-
Takibe konu alacak miktarı, hacizli malların değerinden daha az olduğundan, istihkak davasında davalı alacaklı yararına bu miktar üzerinden hesap edilecek nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Teminatın yatırılmış olması nedeni ile takip durduğundan, İİK. mad. 97/13 gereğince, istihkak iddiası nedeniyle alacaklının tahsilde geciktiği alacak miktarı yahut mahcuz değerinden hangisi az ise, bu değer üzerinden % 20 oranında, davalı alacaklı yararına gecikme tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2, 117 maddeleri gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekeceği, HMK'nun 19/4. maddesine göre de, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği-
HMK'da, HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan, HMK yürürlüğe girdikten sonra açılan istihkak davasında, İİK’nun yetkiye ilişkin 4 ve 50. maddeleri ile HMK’nun 5 ve 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerektiği; buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu; davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği (HMK. mad. 7/1)- İstihkak davaları, İİK. mad. 97/11 gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi olduğundan ve taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK. mad. 19/2 gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerektiği
Davalı alacaklı süresinde yetki itirazında bulunmadığından, ve üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında kesin yetki kuralı bulunmadığından, mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturalar, davacı üçüncü kişinin tutması zorunlu ticari defterler, borçluların işletme defterlerindeki kayıtlar esas alınmak, davacı 3. kişi borçlularla ilgili ticaret sicil ve esnaf odası kayıtları, anılan taraflara ait Vergi Dairesi kayıtları da getirtilmek suretiyle, makine mühendisi, mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak haczedilen makinaların, davacının dayandığı faturada belirtilen makineler olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, ve bundan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Usulüne uygun biçimde davacı tarafa borçlunun davaya dahil edilmesi hususunda kesin süre verilmesi ve bu süre sonunda kesin süreye konu işlemin yerine getirilmemesinin hukuki neticesinin ihtar edilmesi gerektiği-