Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2, 117 maddeleri gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekeceği, HMK'nun 19/4. maddesine göre de, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği-
HMK'da, HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan, HMK yürürlüğe girdikten sonra açılan istihkak davasında, İİK’nun yetkiye ilişkin 4 ve 50. maddeleri ile HMK’nun 5 ve 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerektiği; buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu; davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği (HMK. mad. 7/1)- İstihkak davaları, İİK. mad. 97/11 gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi olduğundan ve taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK. mad. 19/2 gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerektiği
Davalı alacaklı süresinde yetki itirazında bulunmadığından, ve üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında kesin yetki kuralı bulunmadığından, mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturalar, davacı üçüncü kişinin tutması zorunlu ticari defterler, borçluların işletme defterlerindeki kayıtlar esas alınmak, davacı 3. kişi borçlularla ilgili ticaret sicil ve esnaf odası kayıtları, anılan taraflara ait Vergi Dairesi kayıtları da getirtilmek suretiyle, makine mühendisi, mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak haczedilen makinaların, davacının dayandığı faturada belirtilen makineler olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, ve bundan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak iddiası ile üçüncü kişi tarafından açılan davada dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- İstihkak davalarında, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ünün peşin olarak alındıktan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği-
Usulüne uygun biçimde davacı tarafa borçlunun davaya dahil edilmesi hususunda kesin süre verilmesi ve bu süre sonunda kesin süreye konu işlemin yerine getirilmemesinin hukuki neticesinin ihtar edilmesi gerektiği-
Şikayet dilekçesinde davalı banka tarafından davacı hakkında yapılan bir takipten söz edilmeyip talebin, haksız banka uygulamasının tespiti ve blokenin iptali davasına ilişkin olduğu, ortada bir icra takibi ve icra müdürlüğünce yapılmış bir haciz ya da icra takip işlemi bulunmadığından, icra mahkemesinin görevsiz olduğu, bu iddianın ancak, genel mahkemelerde açılacak bir davada ileri sürülebileceği-
Davalı borçlu tarafından sanayi sitesi içerisindeki iş yerlerine ilişkin düzenlenen iş yeri teslim tutanakları ve enerji satışını içeren taahhütnameler de dikkate alınarak, hakediş raporları, banka ödeme kayıtları, borçlunun trafoyu satın aldığı şirketlerin ticari defterleri de incelenmek suretiyle (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) çok yönlü bir araştırma yapılması sonucunda karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişinin "maktu harç" yatırmak suretiyle İcra Mahkemesi'nden, İcra Müdürlüğü'nün, mahcuzları muhafaza altına almasına yönelik işleminin iptalini, şikayet yoluyla istemesine rağmen mahkemece, yanlış nitelendirilerek, ortada bir istihkak davası olmadığı halde varmış gibi karar verilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetin konusunun, hacizli malların, istihkak iddia eden 3. kişinin elinde haczedilmiş sayılıp sayılmayacağı, buna bağlı olarak muhafaza altına alınıp alınamayacağına yönelik olduğu; İİK'nun 4. maddesi gereğince icra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi yetkisinin icra dairesinin bulunduğu yer icra mahkemesine ait olduğu; bu hususun kamu düzeni düşüncesiyle getirilmiş kesin yetki kuralı olduğu; haczin talimat icra müdürlüğü'nce yapılması halinde ise, hacizle ilgili şikayetleri incelemeye talimat icrasının bağlı olduğu icra mahkemesinin yetkili olduğu; somut olayda, şikayete konu İİK m. 97. uyarınca haciz ve muhafaza işleminin, ...İcra Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle Kocaeli İcra Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan mahkemece şikayetin esasına ilişkin olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-