Yargılama sırasında borcun ödenmesi halinde, 3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasına ilişkin davanın "konusuz konusuz kalması" sebebiyle "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi tarafından başlatılan takipte borçlu sadece şirketlerden biri olup bu şirketin borcundan dolayı hakedişi yönünden haciz konulmuş olup (borçlu şirketin diğer şirketle adi ortaklık oluşturduğundan) bu haciz BK'nın 637/son maddesine göre usulüne uygun konulmuş olmadığından geçersiz olduğu- Şikayetçinin başlattığı takip dosyasında hakediş üzerine haciz konulması üzerine adi ortaklık tarafından dilekçe sunularak haciz konulan hakedişin adi ortaklığa ait olduğu bildirildiğine göre bu bildirim istihkak iddiası mahiyetinde olup ,istihkak iddiası istihkak prosedürü çerçevesinde neticelenmeden geçerli bir hacizden sözedilemeyeceğinin gözetilmemesinin de hatalı olduğu-
Davacı 3. kişi vekili haciz sırasında, haczedilen menkullerle ilgili istihkak iddiasında bulunmuş ve ''Haciz ve muhafaza baskısı altında ihtiyati haciz masrafları olan miktarı borcu kabul anlamına gelmemek ve alacaklı tarafa ödenmemek kaydı ile her türlü dava açma hakkımızı saklı tutarak dosyaya depo ediyoruz'' diyerek belirtilen miktarı yatırmış olduğundan, yatırılan paranın, istihkak prosedürünün devamı şartına bağlı olarak çekince kaydı ileri sürülerek yatırıldığından, belirtilen para, haciz baskısı altında ve çekince kaydıyla yatırıldığına göre, haczin söz konusu para üzerinde devam ettiği, mahcuz mal niteliğinin ve istihkak iddiası konusunun bu para olduğunun kabul edileceği- Alacaklının, söz konusu parayı hacizde haklı olup olmadığının istihkak iddiası prosedürü içerisinde incelenerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, "bu paraya ilişkin talebin çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu" gerekçesiyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96 vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davasında mahkemece, "karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulduğuna göre, istihkak davasındaki haklılık durumu dikkate alınarak vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine karar verilmesi gerektiği- Mahkemece davalı alacaklı davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, davalı alacaklı yararına karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, istihkak davasına konu hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- 
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalkmış olduğu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkün bulunduğu- Davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği-
Temyize konu dosyada; İcra Müdürlüğü'nce üçüncü kişi lehine İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürülen istihkak iddiası ile ilgili, İİK’nun 97/1. maddesi uyarınca takibin devamı ya da taliki yönünde bir karar verilmesi talebinde bulunulduğundan; mahkemece; İİK'nun 97. maddesi gereğince takibin devamına veya talikine karar vermekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde usulune uygun açılmış bir istihkak davası varmış gibi, esasa girilerek verilen kabul kararının doğru olmadığı-
Asıl icra dairesince yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulması üzerine İİK'nun 99. maddesi uyarınca 3. kişi hakkında dava açmak üzere alacaklı vekilinin çalışanına 7 günlük süre verilmesi ile yetinildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, kararda 7 günlük süre içinde istihkak davası açılmaması durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğacağına dair ihtarata da yer verilmediğinden, İcra Müdürlüğü'nce alacaklıya dava açması için 7 gün süre verilmesine ilişkin karar usulüne uygun olarak alacaklı vekiline tefhim veya tebliğ edilmediği gibi, dava açılmaması halinde doğacak hukuki sonuçlar bakımından da gerekli ihtaratların yapılmadığı gözetilerek, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı davanın istihkak davası niteliğinde olup, anılan Kanun'un 97. maddesinin 11. fıkrası uyarınca basit yargılama usulüne tabi olduğu-
İİK.nun 97/8. maddesinde yer alan, “Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.” hükmü gereğince, henüz altı aylık satış talep süresi dolmadan açılan dava nedeniyle satış isteme süresinin işlemeyeceği-