«İstihkak davasının reddine» karar verilmesi halinde, «maktu harç»a hükmedilmesi gerekeceği–
Kiracının finansal kiralama sözleşmesine dayanarak istihkak davası açamayacağı (sadece icra mahkemesine «şikayet»de bulunabileceği)–
Ortada geçerli bir haciz bulunmaması halinde istihkak davasının ön koşulunun bulunmaması nedeniyle reddi gerekeceği-
Vergi alacağından dolayı 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takiplerden doğan istihkak davalarının «haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu yerdeki» mahkemede açılması gerekeceği–
İstihkak davaları harca bağlı olduğundan, davanın harcın yatırıldığı tarihte açılmış sayılacağı–
Haciz yapılan yerde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olmasına rağmen bu yerin kapı zilinde borçlunun isminin yazılı olması ve borçlunun icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçede «burasını üçüncü kişiyle birlikte kullandığını» belirtmiş olması nedeniyle İİK. 97/a uyarınca hacizli taşınır malların borçluya ait olduğunun kabulü gerekeceği–
Haciz tarihinde, haczin yapıldığı yerde borçlu ile birlikte oturan kimselerin -borçlunun; eşinin, annesinin, babasının, kardeşinin, gelininin, iş ortağının- haczi hayatın olağan akışına göre haczin yapıldığı gün öğrenmiş sayılacakları (haczi öğrenmede fiili karine)–
Katılma yoluyla temyiz hakkı, asıl temyiz hakkıyla sıkı sıkıya bağlı olduğundan diğer yanın asıl temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içinde kendisi yönünden temyizi mümkün bir karara karşı verilmiş olması gerektiği–
HUMK. 409/son (şimdi; HMK. 150/6) uyarınca işlemden kaldırılmış ve sonradan yenilenmiş olan davanın, ilk yenilemeden sonra ancak bir kez daha takipsiz bırakılarak yenilenebileceği ve üçüncü kez takipsiz bırakma halinde «davanın açılmamış sayılmasına» karar verilmesi gerekeceği–