İİK. 96/I’de geçen «mülkiyet ve rehin hakları» sözcüklerinin sınırlayıcı anlam taşımadığı, ayrıca «sınırlı ayni haklar»a, «tapuya şerh verilmiş kişisel haklar»a, «hapis hakkı»na, «mülkiyeti muhafaza sözleşmesi»ne, «intifa hakkı»na dayanılarak da istihkak iddiasında bulunulabileceği, buna karşın kural olarak «kira hakkı»na dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamayacağı–
İstihkak davasının reddedilmesi halinde, -İİK. 97/XIII uyarınca- icra mahkemesince tazminata hükmedilebilmesi için ayrıca talebe gerek bulunmadığı, hakimin kendiliğinden % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedebileceği-
Davalıya dava dilekçesi ve davetiye tebliğ edilmeden ve duruşma açılmadan istihkak davası hakkında karar verilemeyeceği–
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun harçtan bağışık olduğu–
Aynı hacizli mallar hakkında taraflar arasında birden fazla istihkak davası açılmış olması halinde davalardan biri hakkında verilecek karar diğerine de etkili olacağından ve «birleştirme istemi» de olmadığından, önce açılan davanın sonra açılan davada «ön sorun» kabul edilerek sonucunun beklenmesi gerekeceği–
Taraflara tebliğ edilen davetiyenin HUMK. 509 ve 510. (şimdi; HMK. 147) maddelerindeki uyarıları içermesi ve tayin edilen duruşma gününün de Tebligat Tüzüğünün 12. maddesine aykırı olmaması gerektiği–
(Kesin hüküm) İstihkak davası sonucunda icra mahkemesince verilen kararların «maddi anlamda kesin hüküm» oluşturduğu–
Mahkemece «istihkak davasının kabulüne» karar verilmesi halinde «dava konusu eşyalar üzerindeki haczin kaldırılmasına» yerine «takibin iptaline» şeklinde karar verilemeyeceği–
Dava tarihinde dava konusu hacizli eşyaların maliki olmayan kişinin istihkak davası açamayacağı–
İstihkak davasının yargılama sırasında «dava konusu haczin kalkmış ya da alacaklı tarafından kaldırılmış olması halinde» mahkemece «konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–