İstihkak davasında sadece «borçlu» davalı olarak gösterilerek dava açılmış ise mahkemece zorunlu dava arkadaşı olan takip alacaklısının davaya katılması sağlanarak -kendisine dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak- yargılamaya devam edilmesi gerekeceği–
Haciz sırasında «eşyaların kendisine ait olduğunu ancak hacze muvafakat ettiğini ve istihkak iddiasında bulunmadığını» belirtmiş olan üçüncü kişinin bu beyanının istihkak davasından feragat anlamına gelmediği–
İİK. 97/VI uyarınca icra mahkemesinin «takibin devamına veya «takibin ertelenmesine» dair verdiği kararın üçüncü kişiye tefhim veya tebliğinden itibaren, üçüncü kişinin istihkak davası açmak zorunda olduğu, bu müddet içinde dava açılmaması halinde üçüncü kişinin «alacaklıya karşı» istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılacağı–
Alacaklının dava konusu taşınır mal üzerindeki hacizden davadan önce feragat etmiş olması halinde mahkemece «dava ön şartının yokluğu» nedeniyle istihkak davasının reddine ve davalı alacaklı yararına avukatlık asgari ücret tarifesinin 8. maddesi uyarınca avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekeceği–
İstihkak davalarında «alacaklı»nın zorunlu olarak davalı gösterilmesi gerekeceği, «borçlu»nun davalı gösterilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerektiği–
Dava konusu hacizli mallar hakkındaki takibin icra mahkemesince iptal edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, icra mahkemesince «konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına» karar verilmesi ve dava açılmasına sebebiyet veren tarafa yargılama giderlerinin, bu arada avukatlık ücretinin; alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nisbi olarak yükletilmesi gerekeceği–
Ortada geçerli bir haciz bulunmadıkça, istihkak iddiasında bulunulamayacağı–
Davalının yargılama gideri ile sorumlu tutulmaması için, ‘davalı yanca davanın ilk oturumda kabul edilmesi’ ile birlikte ‘davanın açılmasına neden olmamış olması’ koşulunun gerçekleşmesi gerektiği–
Taraflara tebliğ edilen davetiyenin HUMK. 509 ve 510. (şimdi; HMK. 147) maddelerindeki uyarıları içermesi ve tayin edilen duruşma gününün de Tebligat Tüzüğünün 12. maddesine aykırı olmaması gerektiği–