İCRA VE İFLÂS KANUNU > 4 - Haciz Yoliyle Takip > - II. HACİZ > - İstihkak iddiasına itiraz : > - A - Borçlunun zilyedliği: > Madde 97 - 2- Üçüncü şahsın istihkak iddiası
Alacaklı vekilinin, davacı üçüncü kişinin açtığı istihkak davasından, kendisine tebliğ olunan dava dilekçesi ile haberdar olduğu halde, üç günlük yasal süre içinde bu istihkak iddiasına itiraz etmediğinden, istihkak iddiasını kabul etmiş ve haczin hükümsüz hale gelmesine neden olduğundan, mahkemece “konusu kalmayan istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilip, yargılama giderlerinin de haksız olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarında “takip konusu alacak tutarı” ile “haczedilmiş olan malın değeri” nden hangisi az ise onun üzerinden nispi karar ve ilam harcı alınması gerekeceği-
İstihkak davacısının yargılama sırasında dava konusu hacizli şeyi, davalının onayı olmadan, dava dışı üçüncü kişiye devir ve temlik edebileceği; temlik alan kişinin de davacının onayı olmaksızın kendiliğinden davacının yerine geçip, onun yerine davayı takip edebileceği-
3. kişinin açtığı istihkak davasının kabulü halinde; istihkak davası sonuçlanmadan hacizli malın paraya çevrilmiş olması durumunda, davanın konusunun bedele dönüşmüş olacağı (İİK. nun 97/X); somut olayda dava konusu hacizli mallar yargılama sırasında yapılan ihalede alacağına mahsuben alacaklıya satılmış ve ihalenin kesinleştiği anlaşıldığından, bu bedelin alacaklıdan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, infazda kuşku yaratacak ve ihaleyle ilgisi bulunmayan borçlu da sorumlu tutulacak şekilde karar verilemeyeceği-
Dava konusu haczin, ödeme emri tebliğ edilmeden yani takip kesinleşmeden yapılmış olduğunun ve yargılama sırasında geçersiz hale geldiğinin saptanması halinde mahkemece “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması gerekeceği - Borçlunun şirketteki hissesini devredip bu hususun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesine rağmen, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmiş olması ve haciz sırasında da borçlunun aynı yerde hazır bulunup borcu kabul etmesi karşısında, yapılan hisse devrinin gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılarak “üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun iflasına karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde İİK’nun 193/II maddesi uyarınca icra takipleri düşmüş ve hacizler kalkmış olduğundan, icra mahkemesince “istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulması gerekeceği-
İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (Mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın, tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-