İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (Mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın, tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-
Takibe konu alacak, mahcuzların değerinden az olduğundan ve davacı tarafça mahcuzların değerinin hacizde belirlenenden daha az olduğu iddia edildiğinden, mahkemece dava değerinin belirlenmesi için yeniden inceleme yapılmasını gerektiren bir  durum bulunmadığı- Mahcuzlarla ilgili alınan satış kararından sonra kıymet takdirine yönelik şikayetlerde izlenecek yolun İİK' 128/a da düzenlendiği, istihkak prosedürü içinde ele alınıp çözümlenemeyeceği- Haczin takibe dayanak bonoda borçlu adresi olarak gösterilen yerde yapılması, borçlu adına çıkartılan menkul satış ilanı tebligatının bu adreste davacı tarafından alınması, karı koca ilişkisi içinde bulunan davacı ve borçlunun aynı alanda birlikte ticari faaliyette bulundukları görüldüğünden, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak yapıldığının kabulü gerektiği-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
Takip konusu alacağın bir kısmının yargılama devam ederken başka bir alacaklıya temlik edilmiş olması halinde, alacağın bir kısmını temlik alan kişiye de yöntemine uygun şekilde dava dilekçesi ile davetiyenin gönderilerek yargılama yapılması gerekeceği – Mahkemece duruşmada tefhim edilen “kısa karar” a aykırı “gerekçeli karar” yazılamayacağı-
Takip konusu senetle ilgili olarak borçlular tarafından açıldığı bildirilen “menfi tesbit davası” (senet iptali davası) nın sonucunun, görülmekte olan istihkak davasında “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
Duruşma gün ve saatini gösterir davetiyenin davalı (alacaklı vekilinin) baroda kayıtlı adresine gönderilmemiş olması halinde, gıyabında yargılama yapılıp hüküm kurulamayacağı-
İİK.97 uyarınca açılan istihkak davalarında alacaklının zorunlu olarak “davalı” konumunda olduğu-