İstihkak davasına ilişkin ilamların, mülkiyetin tespitine ilişkin olup kesinleşmeden takibe konu yapılamayacağı-
Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
İstihkak davasının husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi halinde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7/II maddesi gereğince mahkemece maktu avukatlık ücretini geçmemek üzere nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
“Dava konusu hacizli taşınır mallar üzerindeki haczin yargılama sırasında “kaldırılmış olması” halinde icra mahkemesince “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi ve davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa “yargılama giderleri” nin bu arada “avukatlık ücreti” nin nispi olarak, ayrıca “ilam harcı” na da maktu olarak hükmedilmesi gerekeceği-
İİK.97 uyarınca açılan istihkak davalarında alacaklının zorunlu olarak “davalı” konumunda olduğu-
Harca tâbi davalarda (örneğin; istihkak davalarında), harcın yatırılma tarihinin davanın açılma tarihi olduğu-
"Üçüncü kişi şirketin ortağının aynı faaliyet alanında 1995 yılından beri faal olduğu, iki satış mağazası ve bir atölyesinin bulunduğu, haczin yapıldığı yeri kiralayarak üçüncü mağaza olarak çalıştırmaya başladıkları, sadece elektrik aboneliğinin takip borçlusu adına olmasının iş yeri devri bulunduğunu kanıtlamayacağı" gerekçesi ile davacı üçüncü kişinin açtığı davanın kabulü gerektiği, ancak alacaklının haczin yapılmasında kötü niyetinin varlığından söz edilemeyeceği-