İCRA VE İFLÂS KANUNU > 4 - Haciz Yoliyle Takip > - II. HACİZ > - İstihkak iddiasına itiraz : > - A - Borçlunun zilyedliği: > Madde 97 - 2- Üçüncü şahsın istihkak iddiası
3. kişinin açtığı istihkak davasının kabulü halinde; istihkak davası sonuçlanmadan hacizli malın paraya çevrilmiş olması durumunda, davanın konusunun bedele dönüşmüş olacağı (İİK. nun 97/X); somut olayda dava konusu hacizli mallar yargılama sırasında yapılan ihalede alacağına mahsuben alacaklıya satılmış ve ihalenin kesinleştiği anlaşıldığından, bu bedelin alacaklıdan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, infazda kuşku yaratacak ve ihaleyle ilgisi bulunmayan borçlu da sorumlu tutulacak şekilde karar verilemeyeceği-
İstihkak davalarında “takip konusu alacak tutarı” ile “haczedilmiş olan malın değeri” nden hangisi az ise onun üzerinden nispi karar ve ilam harcı alınması gerekeceği-
Dava konusu haczin, ödeme emri tebliğ edilmeden yani takip kesinleşmeden yapılmış olduğunun ve yargılama sırasında geçersiz hale geldiğinin saptanması halinde mahkemece “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması gerekeceği - Borçlunun şirketteki hissesini devredip bu hususun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesine rağmen, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmiş olması ve haciz sırasında da borçlunun aynı yerde hazır bulunup borcu kabul etmesi karşısında, yapılan hisse devrinin gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılarak “üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun iflasına karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde İİK’nun 193/II maddesi uyarınca icra takipleri düşmüş ve hacizler kalkmış olduğundan, icra mahkemesince “istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulması gerekeceği-
İİK. nun 97/XIII maddesi uyarınca, istihkak davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine -takip konusu ”alacak miktarı“ ile “haczedilen malın değeri” nden hangisi az ise, onun üzerinden- %40‘ dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece “teminat karşılığında takibin ertelenmesine (durdurulmasına) karar verilmiş” ve gerekli teminatın da davacı 3. kişi tarafından yatırılmış olması gerekeceği (Mahkemece “teminat alınmak suretiyle takibin ertelenmesine” karar verilmemiş veya karar verilmiş olmasına rağmen 3. kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış, ya da kararlaştırılmış olsa bile gerekli teminat 3. kişi tarafından yatırılmamışsa, icra müdürlüğü takibe devam edeceğinden alacağın, tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği)-
Alacaklı vekilinin kendisine istihkak iddiasının bildirilmesinden itibaren üç gün içinde bu iddiaya itiraz etmemiş olması halinde, istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı, dava sırasında “geçerli bir haciz bulunması şartı” ortadan kalkmış olacağından mahkemece “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekeceği, alacaklı taraf dava açılmasına neden olmadığı için de yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
“Dava konusu hacizli taşınır mallar üzerindeki haczin yargılama sırasında “kaldırılmış olması” halinde icra mahkemesince “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi ve davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa “yargılama giderleri”nin bu arada “avukatlık ücreti”nin nispi olarak, ayrıca “ilam harcı”na da maktu olarak hükmedilmesi gerekeceği-
Duruşma gün ve saatini gösterir davetiyenin davalı alacaklı vekilinin dosya içinde bilinen ve baroda kayıtlı adresine gönderilmemiş olması halinde, alacaklı vekilinin oturumları takip edip savunmasını yapma ve kanıtlarını ileri sürme olanağı kendisine tanınmadan yokluğunda yapılan yargılama ile hüküm kurulmuş olacağından, Anayasanın 36/I. maddesi ile teminat altına alınmış olan savunma hakkı ortadan kaldırılmış olacağından, adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil eden hükmün bozulması gerekeceği-
Davacı üçüncü kişinin “hacizli malların kendisine değil dava dışı bir kişiye ait olduğunu” belirtmiş olması halinde mahkemece “davanın husumetten reddine” karar verilmesi gerekeceği-