Mahkemece yapılacak işin, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği, Merkez Bankası tarafından bildirilen faiz oranları fiilen uygulanan değil, uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan buna göre hesap yapılmasının doğru olmadığı-
Takip dayanağı ilamda kamulaştırmasız el atma bedeli ve ecrimisil miktarına hangi tarihten itibaren faiz işletileceğine hükmedilmediği, anılan alacak kalemlerinin tahsili için başlatılan ilamlı takipte ise dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği anlaşılmakta olup, ilamın infazı için de kesinleşmesine gerek bulunmadığından, tüm alacak kalemleri için karar tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğinden, mahkemece karar tarihi ile takip tarihleri arasında yasal faiz talep edilebileceği nazara alınarak, birikmiş faiz alacağının kısmen iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş olup TMK. mad. 197 uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedildiği ve bu ilam TMK. mad. 169 gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesinin de söz konusu olmadığı- Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra, boşanma ilamının kesinleşmesinin ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmeyeceği- Mahkemece, TMK. mad. 197 gereğince, ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak mahkeme kararının hüküm bölümünde “.kira bedelinin...1.400,00 TL olarak tespitine” karar verildiği, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmünün oluşturulmadığı, bu durumda ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazının da mümkün olmadığı, borçlunun istemi ilama aykırılığı içermekte ve ilama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece icra emrinde istenen asıl alacak ve faizine ilişkin miktarlar için icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği- Kira tespitine konu ilam kesinleşmeden eda hükmü içeren yargılama gideri ve vekalet ücreti de takibe konulamaz ise de borçlunun bu kalemleri temyiz konusu yapmadığı ve anılan aykırılık kamu düzenine ilişkin olmadığından, bu hususun bozma nedeni yapılmadığı-
Takip dayanağı ilamda hükmedilen jestiyon primi dışındaki alacak kalemleri yönünden borçlunun temyiz itirazları Yargıtay'ca reddedilmiş olup bu alacaklar kesinleşmiş olduğundan, icra müdürlüğünce bozma kapsamı dışında kalan alacaklar yönünden takibe devam edilmesinin yerinde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen jestiyon alacağı haricindeki alacak kısmı yönünden takibin devamının mümkün olduğu nazara alınarak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibin iptaline dair icra mahkemesi kararının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmadığından, alacaklının kendisine ödenen parayı iade etmesi gerektiği-
Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş olup TMK. mad. 197 uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedildiği ve bu ilam TMK. mad. 169 gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesinin de söz konusu olmadığı- Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra, boşanma ilamının kesinleşmesinin ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmeyeceği- Mahkemece, TMK. mad. 197 gereğince, ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
İdare'nin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmamakta ise el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulü gerekeceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda alacaklara brüt miktar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden takip yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece taraflara banka ismi bildirmeleri için süre verilmesi, her iki tarafın da bildirdiği bankalardan faiz oranları getirtilerek, bilirkişiden ilamdaki alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülerek, nete dönüştürüldükten sonra bulunacak net alacak miktarı üzerinden faiz hesabının yapıldığı bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre icra emrinin düzeltimesi gerekeceği-
İcra hukuk mahkemesinin dosyasından farklı olan takip dayanağı ilama ait dava dosyasından da istifa ettiğine dair istifa dilekçesi dosyaya sunulmadığına göre bu vekil tarafından HMK'nun 73/1. maddesi kapsamında hükmün yerine getirilmesi amacıyla ilamın icrası için takip yapılabileceğinden şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-