193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94, 61, 103 ve 104. maddeleri gereğince, ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğunun borçlu işverene ait olduğu, bir başka deyişle alacaklının, ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği, ancak ilamın hüküm kısmında açıkça net alacağa hükmedildiği belirtilmemiş ise bu halde de brüt miktara hükmedildiğinin kabulü gerekeceği-
Her ne kadar ilamlı icra takibinde icra emrine ilamın eklenmesi gerekmez ise de; İİK.nun 32. ve 24. maddeleri gereğince hükmü veren mahkemenin adı ilamın tarih ve numarası ile hükmolunan şeyin neden ibaret olduğunun belirtilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, anılan yasa maddeleri uyarınca icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-
Şayet bilirkişi, alacaklının icra emrinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası oranlarının uygulandığı yönündeki açıklaması nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası oranlarını uygulamış ise, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirilen bu oranlar bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterdiğinden bu oranların da faiz hesabında esas alınmasının doğru olmadığı, o halde, mahkemece, ilam ve yasa hükmü nazara alınarak, devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankaların genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faizin hesaplanması ve buna göre sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin nasıl tespit ettiği anlaşılamayan faiz oranlarına göre yaptığı hesaplama esas alınarak hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece; öncelikle işçi alacağı kalemlerinin net miktarı bulunması ile dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacaklar için taraflarca bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için ise yasal faizler uygulanmak suretiyle Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor alınıp, icra emrinin bu net miktarlar üzerinden ve net miktar için bulunan işlemiş faiz miktarı üzerinden düzeltileceği de düşünülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İlam taşınmazın aynına ilişkin olmamakla birlikte, kal talebi de bulunduğundan ilamın fer'isi olan takibe konu vekalet ücretinin kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Mahkemece, kararının hüküm kısmının "itirazın Kabulüne" şeklinde hüküm kurulduğu, anılan ilamın hüküm kısmının bu haliyle şüphe ve tereddüte yer vermeyecek biçimde açık olmadığı gibi, infaz kabiliyetinin de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nun 297/2. maddesine uygun tesis edilmeyen kararın bu yönden de doğru olmadığı-
Alacaklı tarafından açılan nafaka davasında hükmedilen nafaka alacağının ilamlı icra takibine konulduğu, anılan bu takip devam ederken alacaklı tarafından açılan boşanma davası sonucu verilen ilam ile; "tarafların boşanmalarına, .. sayılı dosyada kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile dava tarihinden itibaren aylık 250 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına, kesinleşmeden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 12.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına, ev eşyalarının aynen ödenmesine, aynen olmadığı takdirde 9835 TL eşya bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, 455,50 TL. yargılama giderine" hükmedildiği, kararın kesinleştiği, başlatılan ilamlı icra takibinde, yargılama giderinin, manevi tazminatın tahsilinin talep edildiği, öte yandan, alacaklının anılan bu boşanma ilamını icra müdürlüğüne ibraz ederek, bu ilama göre icra emri düzenlenmesini talep etmesi üzerine, icra müdürlüğünce düzenlenen icra emrinde manevi tazminat, eşyaların teslimi, teslim edilmediği takdirde eşya bedelinin, yargılama giderinin ve 250 TL nafakanın tahsilinin istendiği, borçlunun icra emrinde talep edilen alacak kalemlerinin önceki takip dosyasında talep edilmesi nedeniyle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece icra emrinde talep edilen alacak kalemlerinin aynı olması nedeniyle sonraki tarihli icra emrinde yargılama gideri ile manevi tazminat kaleminin ve faizinin iptaline karar verildiği görülmekle, eşya bedelinin ilk takip talebi ve icra emrinde bulunmadığı, bu takibin dayanağı olan nafaka ilamında eşya bedeline hükmedilmediği, eşya bedeline boşanma ilamında hükmedilmesi nedeniyle, takip talebine aykırı olarak boşanma ilamında hükmedilen eşya bedeline ilişkin alacağın tahsilinin talep edilmesi, takip talebinin aşılması sonucunu doğurmakta olduğu, mahkemece icra emrindeki 9835 TL eşya bedeli ile ilgili alacak kaleminin de iptaline karar verilmesi gerektiği-
Lehine ödemeye hükmedilen çocuk yönünden borçlunun bu ödemeden sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekeceği-
İcra takibine dayanak yapılan ilamda altı davalının bulunduğu ve dayanak ilamda müşterek ve müteselsil tahsil hükmü bulunmadığı halde, harç ve yargılama giderlerine ilişkin alacağın tamamının davalıların üçünden ayrı ayrı istenmesinin, alacağın borçlulardan müştereken ve müteselsilen tahsili sonucunu doğuracak şekilde takip başlatılmasının yasaya aykırı olduğu mahkemece de belirlendiğine göre, icra mahkemesince borçluların herbirinin sorumlu oldukları miktarlar ayrı ayrı belirlenerek icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
