Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, HMK'nun 298/2. maddesine uygun olarak karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
UYAP sistemine bilgilerin hatalı girilmesinin, alacaklının usulüne uygun olarak başlattığı takibin iptalini gerektirmeyeceği-
Mahkemece takibe konu ilamda ihbar edilen olarak adı geçen TMSF'nin borçlu olduğu bankaya karşı yapılan takibin yerinde olmadığından bahisle vermiş olduğu takibin iptali kararı isabetsiz olup, ilamda davalı olarak gösterilen bankaları devralan bankaya karşı yapılan icra takibinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
İcra emrinde, ilamda borçlu aleyhine hükmedilen alacak miktarının üstünde talep edilmesi ilama aykırı olup, mahkemece, anılan borçlu yönünden aşan miktarın iptal edilerek icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu ilamda bakiye harcın borçludan (ilamdaki davalıdan) tahsili yönünde bir eda hükmü bulunmadığından bu miktar yönünden takibin iptali kararı doğru ise de, ilam asıl alacak ve vekalet ücreti yönünden tahsil hükmü içermekte olup, bu alacak kalemleri için takip başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, o halde, mahkemece anılan alacaklar yönünden takibin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Hakimin taleplerin her biri hakkında bir karar vermek ve hükmün sonuç kısmında her bir talep için verdiği kararı açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermek zorunda olduğu-
İdarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin, 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmamakta ise, el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulü gerekeceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece, 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp, nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
En yüksek banka mevduat faiziyle tahsiline karar verilen alacaklar bakımından, mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-
Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
Bilirkişi raporlarında tespit edilen bakiye dosya borcu miktarlarının, şikayete konu muhtırada hesaplanan bakiye borç miktarından fazla olduğu anlaşıldığından, mahkemece, "akiye borç muhtırasının iptali" istemli şikayetin bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği- Ek rapor ile iade olunan miktara faiz işletilmek suretiyle dosya hesabı yaptırılarak faiz yönünden hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-