Mahkemece; ödemeye ilişkin delil ve belgeler toplandıktan sonra, gerektiğinde bilirkişi raporu da aldırılarak, ödeme tarihi itibariyle dosyanın infaz edildiğinin tespiti halinde,kapak hesabında nispi vekalet ücreti hesaplanmasına ilişkin kısmın iptaline, infaz edilmemiş ise vekalet ücretinin nispi olarak belirlenebileceği düşünülerek buna göre yapılacak hesaplamaya göre sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla alacak talep edildiği yönündeki iddiasının, ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği, bu nedenle borçlunun icra emrinde ve alacaklıya yapılan ödeme tarihinde, faiz türünün, oranının ve miktarının ilama aykırı şekilde talep edilerek hesaplandığı iddiası hakkında, mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamın kesinleşmesi halinde likit olan yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerinin istenebilmesi dışında ilamlı icra takibi yolu ile infazının mümkün olmadığı, somut olayda, ilamın, takip tarihinde henüz kesinleşmediği de anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, Devlet Bankaları'nın takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlara göre faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin TCMB'nin faiz oranlarına göre yaptığı hesaplama esas alınarak şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şikayete konu icra takibinin dayanağı ilamda davalılardan birinin O. A.Ş. olduğu, dosyada mübrez TMSF'nin 13.11.2015 tarihli yazısında; O. A.Ş.'nin ünvanının, I. Bank A.Ş. olarak değiştirildiğinin belirtildiği, buna göre takibin ilama uygun olarak ilamda davalı sıfatıyla yer alana karşı başlatıldığı anlaşılmış olup, şikayetçi I. Bank A.Ş. hakkında takip yapılabileceğinin kabulü gerekeceği-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden, borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için, çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekeceği, borçlu, bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun bir süre kendisinin yanında kaldığından bahisle bakım ve giderlerinin kendisi tarafından karşılandığını iddia etmekte olup, bu iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği-
İlk başlatılan takip dosyasında takibi mümkün olan alacağın, makul bir neden olmaksızın yeni bir takip ile istenmesinin usul ekonomisine aykırı olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, HMK'nun 298/2. maddesine uygun olarak karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
UYAP sistemine bilgilerin hatalı girilmesinin, alacaklının usulüne uygun olarak başlattığı takibin iptalini gerektirmeyeceği-
Mahkemece takibe konu ilamda ihbar edilen olarak adı geçen TMSF'nin borçlu olduğu bankaya karşı yapılan takibin yerinde olmadığından bahisle vermiş olduğu takibin iptali kararı isabetsiz olup, ilamda davalı olarak gösterilen bankaları devralan bankaya karşı yapılan icra takibinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-