Takibe dayanak yapılan Vergi Mahkemesi ilamının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin olup, hüküm fıkrasında, iptal edilen işlemle ilgili likit bir alacak hükmü içermediği, bu hali ile ilamın, yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında kalan asıl alacak için ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği-
634 s. K. mad. 35 uyarınca, apartman yönetimi hakkında takip yapılabileceği gibi, 20. madde uyarınca ilama konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapılabileceği, alacaklının bu konuda seçimlik hakkının bulunduğu- Takibe dayanak ilamda, apartman kat malikleri yönetim kurulu başkanlığı davalı olarak yer aldığından icra takibinde borçlu olarak gösterilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
İlamlı takipler bakımından, kural olarak, ilamın kesinleşmesinin gerekmediği; ancak bazı istisnai durumlarda, ilamın kesinleşmedikçe icraya konulamayacağı- Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı; menfi tespit isteminin yargılama aşamasında istirdat davasına dönüşmesi halinde de kesinleşme şartının aranacağı-
Bozma sonrası hükümde davalı adının yanlış yazıldığı belirtilerek yapılan tavzih talebinin kabulüne dair verilen yerel mahkeme tavzih kararının, davacılar vekili tarafından temyiz edildiği, "dava açılan şirketin ünvan değişiklikleri arasındaki silsilenin doğru incelenmediği, mahkemece; davacı tarafın dava dilekçesinde davalı olarak gösterdiği A.Ş'nin, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren gerçekleşen ünvan değişikliklerinin, aradaki silsile bozulmayacak biçimde takibinin yapılıp buna ilişkin ticaret sicil kayıtlarının getirtilmesi; dava açılan şirketin ünvan değişiklikleri sonucu hangi hali aldığı saptanarak hükmün tashihine (veya bu talebin reddine) karar verilmesi" gerektiği belirtilerek bozulduğundan, bozma üzerine, doğru hasım hakkında verilecek yeni karar ve bu kararın kesinleşme durumu huzurdaki (hacizlerin kaldırılmasını, takibin durdurulması istemli) şikayetin esasına etkili olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin; taraflarca bildirilen bankalardan, hakkın doğum tarihinden itibaren ayrı ayrı birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları tespit ettirilerek, buna göre hakkın doğum tarihlerinden takip tarihine kadar kıdem tazminatı alacağına istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği, bu ilkelere uygun olmayan ve her devre için sabit faiz oranına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Taleple bağlılık ilkesi gereği, şikayet dilekçesinde belirtilen kalemlere ilişkin faiz tutarının değerlendirilmesi gerekirken, icra emrindeki tüm kalemlerin değerlendirmeye tabi tutularak toplam bedelin fazla olmadığı sonucuna varmak doğru olmadığından, mahkemece alınan rapora uygun şekilde, şikayet konusu yapılan kalemlerden fazla faiz talep edilenlerle ilgili olarak icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
Mahkemece; faiz alacağı yönünden şikayete konu 15.02.2016 tarihinde ikinci kez düzenlenen icra emrinin, takibe dayanak ilamın bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde verilen ilama uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunda bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Şikayete konu talep ilamlı takipte istenilen .......... TL maddi ve ........... TL manevi tazminat harç kalemi ve faizlerine ilişkin olmasına rağmen mahkemece tüm alacak kalemlerini kapsar şekilde icra emrinin iptali yönünde hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliğinin gerekli olduğu-