Bakanlıklar tarafından çıkarılan yönetmelik, yönerge, genelge gibi düzenleyici işlemlerle bir kişi ya da kurumun vergi ve harçlardan muaf tutulması mümkün olmadığından, İSKİ, ASKİ gibi büyükşehir belediyelerinin bünyelerinde bulunan, tüzel kişiliği haiz, su ve kanalizasyon işlerini yürüten idarelerin yargılama harçlarından muaf olmadığı-
İlamın bu haliyle, menfi tespit ilamı olup kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı, ilamın fer'isi vekalet ücreti de asla bağlı olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği, bu sebeple, takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşen tasarrufun iptali davasında ilamın aynı icra takip dosyası üzerinden infazının istenmesinin mümkün olduğu- Bu ilam doğrultusunda şikayetçi (üçüncü kişi) borçluya (ilk) takip dosyasından icra emri tebliğ edilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali hükmüne dayalı olarak ayrı bir icra takibi başlatılması halinde, "üçüncü kişinin, asıl icra takibinin borçlusu olmadığından tasarrufun iptali davasına dayalı olarak ayrı takip başlatılmasında usule aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle "şikayetin reddine" karar verilemeyeceği, icra mahkemesince, üçüncü kişinin "şikayetinin kabulü" ile (ikinci) takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dosyanın işlemden kaldırılması halinde takip dosyası derdest kalmaya devam ettiğinden ve alacaklı tarafından ilk takipten feragat edilmeksizin aynı alacak için yeni bir takip yapılması halinde ikinci takibin mükerrer olacağı, alacaklının daha önce takip konusu edilmeyen alacakları varsa harcı yatırılarak aynı takip dosyası üzerinden tahsili gerektiğinden istemin kabulü ile ikinci takibin iptali gerekeceği-
Mahkemece; dayanak ilamlarda yer alan alacak kalemleri, borçlu sayıları, ilk takip dosyasında yapılan ödemeler ile bu takip dosyasının infaz edilip edilmediği, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu-
Mahkemece taraflarca bildirilen bankalardan, fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak, dosya içine konulduktan sonra, alacak kalemlerinin net miktarı bulunup, dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacaklar için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hüküm tarihi ile kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği, hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalının "bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını" ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece "ilamın zamanaşımına uğradığı" nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerektiği- İlam zamanaşımına uğramış olsa bile, temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davanın tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedilemeyeceği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamda davalı olarak yer almakta olup kararın onun yönünden de hüküm ifade edeceği-