Belediye ve il özel idaresi bütçelerine gelir kaydedileceğinin hüküm altına alındığı tarih itibari ile il özel idaresinin tüzel kişiliğinin sona erdiği, hukuki sorumluluğunun belediyeye ait olduğu, valiliğinin cevabına göre de sorumluluğun 5706 sayılı kanunun 20/2. maddesine göre belirleneceği anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinin gerektiği-
Borçlu şikayetinden açıkça feragat etmediği sürece, borcun ödenmesinin ya da takip dosyasının infaz edilmiş olmasının şikayetin incelenmesine engel olmadığı- İlamda faize hükmedilmemişse kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği-
Borçlunun başvurusu, ........... İcra Müdürlüğü’nün .............. E. sayılı takip dosyasından ikinci kez gönderilen 30.05.2014 tarihli icra emri ile talep edilen alacak kalemlerine ilişkin şikayet olup, mahkemece verilen hükmün (A) bendinde, şikayetçinin talebi olmamasına rağmen 10.9.2012 tarihli icra emrindeki alacak kalemleri belirlenerek takibin hangi miktar üzerinden devam edeceğinin belirlendiği ve bu suretle taleple bağlılık ilkesi ihlal edildiği gibi infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verildiği görüldüğünden, mahkemece, borçlunun şikayetinin 30.5.2014 tarihli icra emrine ilişkin olduğu nazara alınarak, HMK’nun 26 ve 297. maddelerine uygun olarak, her türlü tereddütten uzak, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar belirtilmek suretiyle açık ve net bir şekilde hüküm kurulması gerekirken, talebi aşacak ve infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Yerel mahkemece, ancak Yargıtay’ca kararın bozulması halinde yeniden esas hakkında karar verilebileceği, mahkemece bu usule aykırı olacak şekilde tavzih yolu ile esas hakkında yeniden karar verilmesinin yerinde olmadığı- HMK'nın 294/3. maddesi gereğince hükmün tefhiminin, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı, anılan Kanun'un 297/2. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu-
Takip dayanağı ilam 01.03.2016 tarihinde kesinleşmiş olup, kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanun'la değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasının gerektiği-
Takibe konu ilam borçlu yönünden mülkiyet tespitine ilişkin olup, kesinleşmeden icraya konulması mümkün olmadığı gibi, ilamın fer’i niteliğindeki alacakların da ilam kesinleşmeden icraya konulamayacağı, o halde mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, alacaklının bildirdiği bankaların genel müdürlüklerine de yazı yazılarak, hakkın doğumu tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlarının sorularak, gelen yazı cevaplarına göre birer yıllık devrelerin başlangıcındaki en yüksek faiz oranı esas alınarak, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mükerrer olduğu iddia edilen takibe konu ilamda tazminattan sorumlu olanın diğer borçlu olduğu, ilama aykırı ve tahsilde tekerrüre esas olacak şekilde tek tazminattan sorumlu olan şikayetçiye ve diğer takibin borçlusuna karşı tahsilde tekerrür şerhi olmaksızın iki ayrı takip yapılmasının hukuka aykırı olduğu- "Takip borçlularının ayrı kişiler olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddedilemeyeceği-
İlamın bölünerek birden fazla takibe konu yapıldığına ilişkin iddianın bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olduğundan bu konuda süresiz şikayet ile icra mahkemesine başvurulabileceği-
Şikayete konu dayanak ilamın ortadan kalkması sebebiyle şikayetin konusunun kalmadığı düşünülerek, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-