Kural olarak, ilamda faiz ve faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması halinde, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, ancak karar tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği-
Dayanak ilamda H.K. lehine 1.065 TL yargılama giderinin davacılara verilmesine karar verildiği, takip alacaklılarından H.K.'ın da davacılardan olduğu; bu durumda 1.065 TL'yi aşan miktar yönünden H.K.'ın alacaklı sıfatı bulunmadığından, bu miktarı aşan kısım yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Takip kesinleşmiş bir meni müdahale ilamına dayalı olmakla, İcra Mahkemesince ilamın verildiği şekilde uygulanması gerekmekte olup, her ne kadar ilamın infazı için mahalline gidildiğinde keşfe götürülen harita mühendisi tarafından; kadastro yenileme neticesinde bu yerin borçluya ait parselde kaldığı yönünde tespitte bulunulmuş ise de, hali hazırda bahsi geçen kadastro yenileme işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği, tapuya şerh edilme durumunun ve borçlu tarafça dayanak ilama karşı İade-i Muhakeme yoluna başvuru yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadığı görüldüğünden; mahkemece, bu hususlar araştırıldıktan sonra, gerekirse keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, her iki tarafın bildirdiği tüm bankalardan faiz oranları getirtilip, bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, taleple bağlılık ilkesi uyarınca, icra emrinde her bir alacak kalemi için talep edilen işlemiş faiz miktarı da aşılmamak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin bildirdiği bankalardan faiz oranları sorulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kötü niyetli olmasa da, alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu, bu durumun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, hakimin, yasadaki boşluğu objektif iyi niyet kuralları içinde doldurmak zorunda olduğu, ilam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının 2 ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığının, borçlunun zarara uğramasına neden olduğunun anlaşıldığı, ilgili yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafça, borçlu hakkında ilamlı takip yapıldığına göre, ilamlı takibe yönelik şikayetin süresiz olduğu-
Mahkemece, borçlu tarafa banka ismi bildirmesi için süre ve imkan tanınarak,borçlunun bildireceği bankalardan, (hakkın) doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, bilirkişinin raporunda belirtilen net alacak miktarları üzerinden (hakkın) doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken Merkez Bankası sitesinden alınan faiz tablosu esas alınarak düzenlenen hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından nafaka alacağına işleyecek faize de itirazda bulunulduğundan, işleyecek faize ilişkin itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Takip tarihi olan 27.03.2012 itibariyle uygulanması gereken 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu'nun 53. maddesi gereğince; Sayıştay kararlarının ilam niteliğinde olduğu, takip dayanağı 1209 sayılı Sayıştay ilamında kurulan hükmün koşula bağlı olmayıp, likit bir alacağın borçlulardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin olduğu, bu durumda mahkemece, anılan şikayetin yerinde olmadığı gözetilerek, borçlunun diğer şikayet nedenleri incelenmek suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak ilamın incelenmesinde;şikayetçi sigorta şirketi aleyhine dayanak ilamda manevi tazminata hükmedilmediği, sigorta şirketinin faize ilişkin sorumluluk miktarının diğer davalılardan ayrı olarak belirlendiği, mahkemece de bu hususun gözetildiği ve gerekçesine dayanak yapıldığı da görülmüş ise de takibin tümden iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı, mahkemece, şikayetçi sigorta şirketi bakımından icra emrindeki manevi tazminat alacak kaleminin çıkarılması ile faiz yönünden de bilirkişi raporu alınmak suretiyle davacı borçlunun sorumluluğunun tespiti ile icra emrinin düzeltilmesi gerekirken takibin tümden iptal edilmesinin isabetsiz olduğu-