Zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçelerindeki “kişi başına” şeklindeki sınırlama, kazada bir kişinin ölümü halinde, bu kişinin tüm mirasçılarının sigortadan toplam olarak isteyebileceği destekten yoksun kalma tazminatının azami şekilde sınırlı olacağı miktar anlamına gelmekte olup, sigorta şirketinin sorumluluğu yönünden poliçe limitine göre mirasçıların ayrı ayrı tazminat isteme haklarının bulunmadığı-
Her ne kadar şikayet tarihinden sonra ancak karar tarihinden önce borçluya yeniden icra emri tebliğ edilmişse de; İBK'nun 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı ve HGK.nun 17.3.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararları gereğince; her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağı; sonradan gelişen, değişen olayların, değerlendirmeye katılamayacağı-
Takibe dayanak ilamda boşanma davası açılması sebebi ile tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşıldığından, bu ilama dayanılarak boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbir nafakası talep edilebileceği-
Çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının reşit olduğu tarih itibariyle sona erdiği- Borçlunun emekli maaşından birden fazla kez haczedilmek suretiyle kesintiler yapıldığına dair iddiaların araştırılması gerektiği-
Taraflarca ileri sürülen iddia ve maddi olayların hukuki tavsifini yapmak mahkemeye ait olup, hakimin olaya uyan ilgili yasa maddelerini re’sen gözetmek, bulmak ve uygulamak zorunda olduğu-
Davacıya 11.03.2003 tarihinde teslim edilen ekskavatörün (CSM marka, UDS 232 model, 003/0014/2003 şase, 21532722 motor seri nolu) davacı tarafından davalıya iadesine.” karar verilmiş olup, iş makinesinin tesliminin, bedelin ödenmesinden önce gerçekleşmesi gerektiği veya iş makinesinin teslimi ile bedelin ödenmesinin eş zamanlı yapılması gerektiği hususlarında bir ifade bulunmadığı gibi, paranın ödenmesinin iş makinesinin teslimi koşuluna da bağlanmadığı, kaldı ki iş makinesinin hali hazırda icra müdürlüğüne teslim edildiği ve müdürlükçe de yediemine tevdi edildiği, netice itibari ile paranın ödenmesine engel bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, icra müdürlüğünün kararı yerinde olup, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Derdestliğin; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri olduğu, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı, çünkü, aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaatinin olmadığı-
İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığının, borçlunun zarara uğramasına neden olduğunun anlaşıldığı, ilgili yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda '' 59.962.02 ABD Dolarının 05/01/2000 tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte Türk Parası karşılığının davalıdan tahsiline '' karar verildiği, mahkemece kamu bankalarından faiz oranları sorularak hükme esas bilirkişi raporunun aldırıldığı, fakat kamu bankalarından olan ........ Bankası’nın yazı cevabında 2011 yılına kadar faiz oranlarının gönderildiğinin, bu eksikliğin ek bilirkişi raporunda belirtildiğinin, bilirkişinin 2011 yılı sonrası hesaplamada diğer bankaların faiz oranlarını esas almak suretiyle hesaplama yaptığının görüldüğü, ayrıca faiz oranlarının kamu bankalarının genel müdürlüklerden istenmesi gerekirken şubelerden talep edilmesinin hatalı olduğunun anlaşıldığı, bu sebeplerle, 2000-2015 yılları arası Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankaların genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak yapılacak faiz hesabı ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği, küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona ereceği- Bilirkişiden ek rapor alınarak müşterek çocuğun takipten öncesi için takibe konu edilen aylar arası birikmiş nafaka ve faizi ile takipten sonra reşit olduğu tarihe kadar işleyecek nafaka miktarı belirlenmek suretiyle , dosya borcunun hesaplanarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, müşterek çocuğun reşit olduğu tarihten sonrası için de iştirak nafakası hesaplanmak sureti ile düzenlenen bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu--
