Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, asıl alacak, ilam vekalet ücreti, ilam yargılama gideri ve faizlerinin hesaplandığı, şikayete konu muhtıra hesabında bu alacak kalemlerinin yanında icra vekalet ücreti alacağının da bulunduğu, bilirkişi raporunda bakiye borç belirlenirken icra vekalet ücretinin hesaplanmadığı, mahkemece eksik hesaplamaya dayalı ve hükme elverişli olmayan bu rapor esas alınarak sonuca gidildiği anlaşıldığından, mahkemece, muhtıraya esas bakiye borç hesaplanırken icra vekalet ücretinin de dahil edilmesi gerektiği göz önüne alınarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
İlamlı icrada dayanak ilamda hüküm altına alınan ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının brüt olarak istendiği, bunların nete çevrilerek fazla istenen işlemiş faiz kalemlerinin iptaline yönelik olmasına rağmen mahkemece bozma ilamı sonrası aldırılan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına işlemiş faiz kalemleri yönünden kısmen iptal kararı verilmiş olup, bu durumun taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacakların, aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılmasının, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, ayrı takip yapılmaması gerektiği- Mahkemece; mükerrer olduğu iddia edilen her iki takip dosyası getirtilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle ilk takip dosyasının infaz edilip edilmediği tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi takibe konu ilamın, ikinci takibin başlatılmasından önce bozularak kısmen ortadan kalkmış olduğu hususunun dikkate alınmamasının doğru olmadığı-
Şikayet dilekçesinde icra emrinin iptali talep edilmiş olmakla, taleple bağlı kalınarak, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmolunması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlu vekilince hesaplamanın yanlış olduğunun, işleyen faiz miktarının daha az olduğu iddia edilmekle, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilam, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasına ilişkin olup, icra vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerekeceği-
Alacaklı vekilinin duruşmada, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğinin görüldüğü, alacaklı vekilinin bu beyanı davayı kabul anlamında olup, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava da olmadığına göre ve ayrıca mahkemece aldırılan bilirkişi raporu da dikkate alındığında, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu ilamda, idarenin kamulaştırmasız elatma eylemi 1983 yılından sonrasına ait olup, olayda uygulanması gerekli 2942 s. Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olduğundan, 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği- Dosya borcunun ödendiği tarihten önce Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilmiş olduğundan, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanmasının söz konusu olmayacağı, nispi olarak belirlenmesi gerektiği-
İlam niteliğindeki belge icra dairesine verilmeden borçluya icra emri tebliğ edilmesinin kanuna aykırı olduğu ve bu durumda "icra emrinin iptaline" karar verilmesi gerektiği-
Manevi tazminat alacağına ilişkin ilâmların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi kesinleşmeden takibe konulabileceği-