Takip dayanağı ilam 01.03.2016 tarihinde kesinleşmiş olup, kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanun'la değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasının gerektiği-
İlamın bölünerek birden fazla takibe konu yapıldığına ilişkin iddianın bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olduğundan bu konuda süresiz şikayet ile icra mahkemesine başvurulabileceği-
Mükerrer olduğu iddia edilen takibe konu ilamda tazminattan sorumlu olanın diğer borçlu olduğu, ilama aykırı ve tahsilde tekerrüre esas olacak şekilde tek tazminattan sorumlu olan şikayetçiye ve diğer takibin borçlusuna karşı tahsilde tekerrür şerhi olmaksızın iki ayrı takip yapılmasının hukuka aykırı olduğu- "Takip borçlularının ayrı kişiler olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddedilemeyeceği-
Şikayete konu dayanak ilamın ortadan kalkması sebebiyle şikayetin konusunun kalmadığı düşünülerek, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak ilamda H.K. lehine 1.065 TL yargılama giderinin davacılara verilmesine karar verildiği, takip alacaklılarından H.K.'ın da davacılardan olduğu; bu durumda 1.065 TL'yi aşan miktar yönünden H.K.'ın alacaklı sıfatı bulunmadığından, bu miktarı aşan kısım yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak, ilamda faiz ve faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması halinde, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, ancak karar tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği-
Mahkemece, her iki tarafın bildirdiği tüm bankalardan faiz oranları getirtilip, bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, taleple bağlılık ilkesi uyarınca, icra emrinde her bir alacak kalemi için talep edilen işlemiş faiz miktarı da aşılmamak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin bildirdiği bankalardan faiz oranları sorulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Takip kesinleşmiş bir meni müdahale ilamına dayalı olmakla, İcra Mahkemesince ilamın verildiği şekilde uygulanması gerekmekte olup, her ne kadar ilamın infazı için mahalline gidildiğinde keşfe götürülen harita mühendisi tarafından; kadastro yenileme neticesinde bu yerin borçluya ait parselde kaldığı yönünde tespitte bulunulmuş ise de, hali hazırda bahsi geçen kadastro yenileme işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği, tapuya şerh edilme durumunun ve borçlu tarafça dayanak ilama karşı İade-i Muhakeme yoluna başvuru yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadığı görüldüğünden; mahkemece, bu hususlar araştırıldıktan sonra, gerekirse keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da, alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu, bu durumun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, hakimin, yasadaki boşluğu objektif iyi niyet kuralları içinde doldurmak zorunda olduğu, ilam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının 2 ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığının, borçlunun zarara uğramasına neden olduğunun anlaşıldığı, ilgili yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlu tarafa banka ismi bildirmesi için süre ve imkan tanınarak,borçlunun bildireceği bankalardan, (hakkın) doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, bilirkişinin raporunda belirtilen net alacak miktarları üzerinden (hakkın) doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken Merkez Bankası sitesinden alınan faiz tablosu esas alınarak düzenlenen hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-