Takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu sabit olup, temyiz inceleme tarihi itibariyle de henüz kesinleşmediği idare mahkemesi müzekkere cevabından anlaşılmış olmakla 7176 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince; anılan Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu sabit olup, temyiz inceleme tarihi itibariyle de henüz kesinleşmediği asliye hukuk mahkemesi müzekkere cevabından anlaşılmış olmakla 7176 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince; anılan Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı tespit edildiği takdirde, HMK’nin 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken; infazda tereddüt oluşturacak şekilde, kararın bir kısmına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının kısmen muhafaza edilmesinin, diğer bir kısmının ise kaldırılıp yeniden hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Takip konusu ilamın incelenmesinde,  tapu iptal ve tescil davası  olduğu, dava dilekçesinde öncelikle tapu iptal ve tescil, bunun kabul edilmemesi halinde ise tazminata karar verilmesi şeklinde terditli talepte bulunulduğu anlaşılmakta olup her ne kadar mahkemece tazminata hükmedilmiş ise de temelde dava, gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden ilam kesinleşmeden takibe konulması mümkün olmayıp buna yönelik şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olmakla süresiz şikayete tabi olduğu-
Mahkemece kabul edilen tutarın, borçlunun şikayetine konu tutardan fazla olduğunun, bu durumda borçlunun talebi aşılarak karar verildiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece alınan raporda belirlenen değer, şikayete konu değerden yüksek olduğundan mahkemece istemin reddi gerekirken, HMK’nun 26. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Hükümdeki yazı ve hesap hatalarının talep üzerine HMK.'nun 304. maddesinde yazılı şekilde düzeltilebilmesi için; mahkemece, tarafların tashih talebi ve içeriği çerçevesinde dinlenmek üzere davet edilerek beyanlarına başvurulması, davete gelmedikleri takdirde ise, dosya üzerinden inceleme yaparak karar verilmesi gerekeceği, borçlunun talebinin, alacaklıya dahi tebliğ edilmeden ve taraflar dinlemeden, doğrudan hükmün yazılı şekilde düzeltilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava, Sayıştay ilamına dayalı olarak tespit edilen kurum zararının tahsili istemine ilişkin olduğuna göre davacının 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun ilamların infazı başlıklı 53. maddesi gereğince ilamların icrası yolu ile takip talep ederek oluşan kurum zararının tahsilini sağlayabileceği- Bu nedenle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
İcra dairesine, para borcuna veya teminat verilmesine ilişkin olan ilam niteliğindeki belge verilmeden borçluya tebliğ edilen icra emrinin iptal edileceği-
İlk derece mahkemesince, borçlunun şikayet dilekçesinde 17.959,13 USD işlemiş faiz borcu bulunduğu yönündeki kabulü ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, bu ilke ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, her ne kadar alacaklı yanca verilen istinaf dilekçesinde talebin aşılarak karar verildiği yönünde bir ibare bulunmadığı görülmüş ise de; alacaklının istinaf başvurusunda talep edilebilecek faiz miktarının daha fazla olması gerektiğini açıkça belirttiği göz önüne alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Başlatılan icra takibinde, takibin derdest olduğu, takip devam ederken mezkur ............... yevmiye numaralı temlikname ile iş bu ilam alacağının alacaklıya devredildiği, bu kez temlik alan alacaklının ............ İcra Müdürlüğü'nün ................ Esas sayılı dosyasıyla aynı ilama dayalı olarak tekrar takip başlattığı buna göre her ne kadar ilk takip dosyasında söz konusu şirketin alacaklı sıfatı kalmamış ise de bu durumun temlik alacaklısı tarafından yeniden takip başlatılmasını gerektirmeyeceği, takip alacaklısının temliknameyi sözü geçen ilk takip dosyasına sunmak sureti ile takibe devam edebileceği dolayısı ile ikinci takibin mükerrer olduğu anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-