Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Taşınmazın aynına ilişkin olmayan taşınmaz üzerindeki kişisel haklara yönelik ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek bulunmadığı; bu nedenle “fuzuli işgal nedenine dayalı olarak borçlunun taşınmaza el atmasının önlenmesine, tahliyeye ve haksız işgal tazminatının borçludan tahsiline” ilişkin ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığı–
Kıdem tazminatı faizi hesaplanırken, -hakkın doğumundan itibaren birer yıllık dönemler itibariyle- piyasadaki bankaların fiili olarak verdikleri en yüksek faiz oranının göz önünde bulundurulması gerekeceği–
Takip konusu ilamda taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmaması (taraflar arasında mülkiyete yönelik bir uyuşmazlık bulunmaması) halinde (davalının elatmasının önlenmesine ve ecrimisil ve kal’e, suya yönelik elatmanın önlenmesine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ve taşınmazın yol olarak terkinine, kamulaştırma nedeniyle tapu kaydının iptaline, fuzuli işgal nedenine dayalı el atmanın önlenmesine ve ecrimisile, bina girişinde izinsiz ve kaçak olarak projeye aykırı şekilde yapılmış olan tadilatın kal’ine, kiralanmış taşınmazın tahliyesine, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesata, ipotek bedelinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına dair) verilen kararların, taşınmazın aynına ilişkin sayılamayacağı ve bu nedenle kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Mahkeme kararında hükmedilen alacağa yürütülecek faizin “temerrüt” veya “ticari temerrüt” faizi (avans faizi) olduğu belirtilmeksizin karar verilmesi veya “kanuni faiz” (yasal faiz) uygulanması şeklinde karar verilmesi halinde, bundan anlaşılması gerekenin 3095 sayılı Kanunun 1. maddesinde belirtilen “kanuni”(yasal faiz) olduğu ve böyle bir durumda alacağın niteliğine bakılarak, yorum yolu ile “ticari faiz” uygulanamayacağı–
‘Kesinleşmiş kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde’ 17.10.2001 tarihinden itibaren ‘kamu alacaklıları için öngörülen en yüksek faiz’in uygulanması gerekeceği (Anayasa mad. 46/son)–
Türkiye de takip ve dava açan yabancıların teminat gösterme zorunluluğunu düzenleyen MÖHUK’un 32. maddesinde geçen ‘mahkeme’ teriminden, icra takiplerinde ‘icra dairesi’ anlaşılması gerekeceği; Alacaklının mensup olduğu ülke ile Türkiye arasında ‘karşılıklılık esası’nın bulunmaması halinde mahkemece ‘alacaklıya, gerekli teminatı yatırması konusunda icra dairesince uygun mehil verilmesi gerektiğine’ şeklinde karar verilerek şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği–
‘Aile ve şahsın hukukun ilişkin ilamlar’ kesinleşmeden takip konusu yapılamaz ise de nafakaya ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için kesinleşmelerinin gerekmediği–