Mahkeme kararında hükmedilen alacağa yürütülecek faizin “temerrüt” veya “ticari temerrüt” faizi (avans faizi) olduğu belirtilmeksizin karar verilmesi veya “kanuni faiz” (yasal faiz) uygulanması şeklinde karar verilmesi halinde, bundan anlaşılması gerekenin 3095 sayılı Kanunun 1. maddesinde belirtilen “kanuni”(yasal faiz) olduğu ve böyle bir durumda alacağın niteliğine bakılarak, yorum yolu ile “ticari faiz” uygulanamayacağı–
‘Kesinleşmiş kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde’ 17.10.2001 tarihinden itibaren ‘kamu alacaklıları için öngörülen en yüksek faiz’in uygulanması gerekeceği (Anayasa mad. 46/son)–
Türkiye de takip ve dava açan yabancıların teminat gösterme zorunluluğunu düzenleyen MÖHUK’un 32. maddesinde geçen ‘mahkeme’ teriminden, icra takiplerinde ‘icra dairesi’ anlaşılması gerekeceği; Alacaklının mensup olduğu ülke ile Türkiye arasında ‘karşılıklılık esası’nın bulunmaması halinde mahkemece ‘alacaklıya, gerekli teminatı yatırması konusunda icra dairesince uygun mehil verilmesi gerektiğine’ şeklinde karar verilerek şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği–
‘Aile ve şahsın hukukun ilişkin ilamlar’ kesinleşmeden takip konusu yapılamaz ise de nafakaya ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için kesinleşmelerinin gerekmediği–
İcra mahkemesine ait kararların infazı için kesinleşmesi zorunlu bulunmadığından mahkemece “takibin iptaline” karar verildikten sonra, bu kararın kesinleşmesi beklenmeden, konulmuş olan hacizlerin de kaldırılması gerekeceği-
‘Taşınmazın aynına ilişkin olmayan’ (taşınmaz üzerindeki kişisel haklara yönelik) ilamların icra takibine konu olabilmesi için, kesinleşmelerine gerek bulunmadığı–
MK’nun 176/3 maddesi uyarınca hükmedilmiş olan nafakanın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ile kendiliğinden sona ereceği–
Aynı davada birden çok istemin yer alması ve bu istemlerin bazısının kesinleşmeden takibe konulamayacak olması, bunlardan bağımsız olarak kesinleşmeden takibe konulabilecek olan diğer istemlerin takibe konulmasına engel teşkil etmeyeceği–