Kıdem tazminatı faizi hesaplanırken, -hakkın doğumundan itibaren birer yıllık dönemler itibariyle- piyasadaki bankaların fiili olarak verdikleri en yüksek faiz oranının göz önünde bulundurulması gerekeceği–
‘Aile ve şahsın hukukun ilişkin ilamlar’ kesinleşmeden takip konusu yapılamaz ise de nafakaya ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için kesinleşmelerinin gerekmediği–
Alacaklı, ilamda ayrıca yazılı olan ve edayı içeren inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücretini aynı takip dosyasında takip edebileceği gibi, bunları ayrı bir takip dosyasında da takibe koymasında herhangi bir usulsüzlüğün bulunmayacağı-
Açık bir onama bulunmasa dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazlarının Yargıtayca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, reddedilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı–
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–
İştirak nafakanın alacaklısı müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eş olduğundan, eşin de velayet hakkı küçüğün reşit (ergin) olması ile sona ereceğinden, bu tarihten sonra iştirak nafakası talep edilemeyeceği–
‘Kesinleşmiş kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde’ 17.10.2001 tarihinden itibaren ‘kamu alacaklıları için öngörülen en yüksek faiz’in uygulanması gerekeceği (Anayasa mad. 46/son)–
Takip alacaklısının, ilamdan kaynaklanan alacak tutarlarının her biri için ayrı ayrı (örneğin asıl alacak için ayrı yargılama giderleri ve vekalet ücreti için ayrı) ilamlı icra takibi yapmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmadığı–
İlamın infaz edilecek kısmının ‘hüküm bölümü’ olduğu, icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı–