Somut olayda takip dayanağı ilamda, hükmedilen 172.800 DM alacağın ya da EURO karşılığının 23.11.1999 tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca vadesiz mevduata uygulanan ortalama faiziyle tahsiline karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda Mahkemece ilam hükmü nazara alınarak Devlet Bankalarının EURO cinsi yabancı para vadesiz mevduatına uyguladığı ortalama faiz oranları tespit edilerek, bu oranlar esas alınarak hazırlanan rapora göre sonuca gidilmesi gerekirken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na uygulanacağı bildirilen farazi oranlara göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece takibin henüz sonlanmadığı ve takip dayanağı ipotek resmi senedinde, "taşınmazın 40.000.00 TL bedelle bila faiz ve fekki bildirilinceye kadar süreyle ipotek tesis edildiği" nazara alınarak, takipten öncesi için ihtarla borçluya verilen sürenin dolmasıyla temerrüdün oluştuğu (borcun istenebilir hale geldiği) ve bu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesine göre yasal faiz istenebileceği, yine aynı şekilde takip tarihinden sonrası için de, değişen oranlarda yasal faizin talep edilebileceği dikkate alınarak, borçlunun faize yönelik itirazının esasının incelenmesi gerekeceği-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği - İlamın infaz edilecek kısmının "hüküm bölümü" olduğu, diğer bir değişle dar yetkili icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemeyeceği, ilamın "hüküm bölümü"nün aynen infazı gerekeceği-
İlamda hüküm altına alınan kıdem tazminatının belirlenmesi, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
Yapılandırma evrakları incelendiğinde, takibe konu ilamda karar altına alınan 18.276,86 TL asıl alacak taksitlere bölünmüş olup, vadesi gelmiş taksitlerin de ödenmediğine dair bir iddianın bulunmadığı, bu durumda, icra emrinde yazılı 18.276,86 TL asıl alacak, 6111 sayılı yapılandırma kapsamında kaldığından bu miktar için takip yapılmasının yerinde olmadığı, sözü edilen miktar için takibin iptali diğer alacak kalemleri (vekalet ücreti ve mahkeme masrafı) için takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinin isabetsiz olduğu-
İlamda kamulaştırmasız el atma tazminatı alacağı talebinin kabulü sonucunda alacaklı lehine hükmedilen yargı gideri ve vekalet ücreti alacağının tahsilinde de idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği gözetilerek talebin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilemeyeceği-
Şikayet edenin taraf sıfatının bulunmadığından aktif husumet nedeniyle şikayetin reddinin gerekeceği- İki farklı icra dosyasındaki tarafların aynı olup, iki takibe de konu edilen ipoteklerin aynı alacağı temin ettiği takiplerden sonraki takibin, ilk takiple birleştirilmesine yasal engel olmadığı gibi, usul ekonomi açısından da yerinde olacağından şikayetin reddi gerekeceği-
Faiz alacağından açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklının, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebileceği-
İş mahkemesi ilamıyla aleyhine hükmedilen işçi alacaklarının tahsili amacıyla alacaklı tarafından başlatılan icra takibine karşı, ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu ve istenen işlemiş faiz miktarını fahiş olduğu gerekçeleriyle icra takibine itiraz edildiği, fazla istenen faizin düzeltilmesi karar verilecekken, icra emrinin iptali yönünde karar verilemeyeceği-