İlamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği-
Takip dayanağı ilamda el atmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisile hükmedilmiş olup kararda haricen satın alma iddiası da tartışıldığından uyuşmazlığın özünün taşınmazın aynına ilişkin olduğu; bu nedenle ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen "tüketicinin elektrik faturasına ilave ücret olarak yansıtılan kayıp-kaçak kullanım, PSHS okuma bedelinin iptal edilmesine ve daha önce alınan bu bedellerin geriye dönük olarak hesaplanarak tüketiciye iade edilmesine" dair kararının iptaline ilişkin davada, mahkemece hakem heyeti kararı bir delil olarak değerlendirilerek, uyuşmazlığın değerlendirilmesi, dolayısıyla, ortada önlenmesi gereken bir muaraza bulunup bulunmadığının, belirlenmesi gerektiği, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine dair karar verilmesinin hatalı olduğu
Takip dayanağı ilamda her ne kadar fuzuli işgal nedeniyle tahliyeye hükmedilmiş ise de, uyuşmazlığın özünde ayni hakka ilişkin mülkiyet ihtilafının bulunduğu, bu nedenle anılan ilamın kesinleşmeden infaza konu edilemeyeceği-
İlamlı takiplerde istemin reddi ya da kabulü halinde tazminata hükmolunacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı halde, mahkemece alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayete konu takip, 6352 sayılı Yasanın 58. maddesinin yürürlük tarihinden sonra başlatıldığı ve icra takibi başlatılmadan önce İdareye başvuru zorunluluğu olduğu, alacaklının şikayetçi- borçlulardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yaptığı başvurunun icra takibi başlatıldıktan sonra gerçekleştirildiğinden, 2577 sayılı Yasa ile Değişik 28/2 maddesindeki İdareye başvuru koşulunun yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği mahkemece, şikayetin kabulü ile icra takibinin iptali gerekeceği-
Konusu belli bir miktar para olan ilâmlar (ve her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri) için, alacaklı vekilinin borçlu idareye yazılı olarak bildireceği banka hesabına ödeme yapılacağının düzenlendiği ve öngörülen yazılı bildirim yapılıp ve belli süre beklenilmeden doğrudan genel hükümlere göre takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı, ancak İYUK. mad 28/2’de (6352 s. Kanun mad. 58 ile) öngörülen bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığı-
Menfi tespit konulu ilamın, İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinin 4 ve 5. fıkraları karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartının aranması gerekeceği-
Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümlerinin, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütün olduğu, bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazının ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlı olduğu, dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümünün ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemeyeceği-