Hüküm fıkrası alacaklı lehine, belli bir miktarın tahsiline dair eda hükmünü içermeyen ilamın vekalet ücreti ya da yargılama gideri de talep etmediği için, 2577 s. Kanun’un 28/2. maddesinde belirtilen takip öncesi idareye başvuru prosedürü uygulanmadan ilamsız takip yapabileceği, söz konusu fıkrada belirtilen uygulamanın idari yargının sadece edayı içeren ilamlarına ilişkin bir düzenleme olduğu-
‘Takip öncesinde idareye başvurulmadağı’na (2577 s. Kanun mad. 28/2) yönelik şikayetle ilgili olarak, mahkemece ‘icra dosyasının infaz edilerek kapandığı’ gerekçesiyle ‘konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı’ şeklinde karar verilemeyeceği, şikayet tarihindeki takip dosyası kapsamına göre şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Konusu belli bir miktar para olan ilâmlar (ve her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri) için, alacaklı vekilinin borçlu idareye yazılı olarak bildireceği banka hesabına ödeme yapılacağı ve öngörülen yazılı bildirim yapılıp belli süre beklenilmeden doğrudan genel hükümlere göre idare aleyhine takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı, ancak İYUK. mad 28/2'de (6352 s. Kanun mad. 58 ile) öngörülen bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığı-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği - İlamın infaz edilecek kısmının "hüküm bölümü" olduğu, diğer bir değişle dar yetkili icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemeyeceği, ilamın "hüküm bölümü"nün aynen infazı gerekeceği-
Tebligat usulüne uygun yapılmasa da muhatap tebliğ işleminden haberdar olmuşsa tebligatın geçerli olacağından; mahkemece,usulsüz tebliğe muttali olunan tarihin tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin buna göre düzeltilmesinin gerekeceği,ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğinden, davacı tarafından ileri sürülen itirazın kaldırılması sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-