Şikayetçi, takibe konu ilamda taraf olmadığı gibi aleyhine bir takip de bulunmadığından ilamda tasfiye halindeki kooperatifle aynı tüzel kişilik olduğu kabul edilip şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilemeyeceği-
Borçlu tarafından faize de yapılan itirazın mahkemece re'sen incelenip, yerinde görülmesine karşın,yapıldığı belirtilen hesaplamada, denetlenebilir şekilde karara yansıtılmadığı ve açık miktar içermediğinden, gerekirse bilirkişi raporu alınarak faize itiraza karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulamayacağı-
6111 sayılı Yasa kapsamında borcunu yeniden yapılandıran borçlunun, mahkemece öncelikle duruşma açılarak borçlu beyanı da alınmak suretiyle, borçlunun mahkeme masraflarını, icra masraflarını ve vekalet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödeyip ödemediği araştırılarak oluşacak sonuca göre alacak hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilemeyeceği-
Somut olayda, HMK.nun 112/3. maddesi hükmü gereğince, alacaklının takibinin konusunu edimlerden birine hasretmek zorunda olduğu halde, buna aykırı olarak icra emrinde terditli olarak talepte bulunduğunun görüldüğü, bu durumda, mahkemece açıklanan yasal düzenlemelere aykırı içerikteki icra emrinin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçeyle bu yöndeki şikayetin reddi yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece ilam hükmünün aynen uygulanacağı, yorumlanamayacağı kuralı nazara alınarak, alacaklının ilamda hükmedilen vekalet ücreti alacağının ½'sinden sorumlu olduğu kabul edilerek, icra emrinde fazla talep edilen kısmın iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğundan, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar verilemeyeceği (HMK. mad. 26)-