Konusu belli bir miktar para olan ilâmlar (ve her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri) için, alacaklı vekilinin borçlu idareye yazılı olarak bildireceği banka hesabına ödeme yapılacağı ve öngörülen yazılı bildirim yapılıp belli süre beklenilmeden doğrudan genel hükümlere göre idare aleyhine takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı, ancak İYUK. mad 28/2'de (6352 s. Kanun mad. 58 ile) öngörülen bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığı-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümlerin, kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, somut olayda takip dayanağı ilamda her ne kadar bedele hükmedilmiş ise de, uyuşmazlığın özünde ayni hakka ilişkin mülkiyet ihtilafı olduğundan bu ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6.maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden sonrasına ilişkin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilam uyarınca, borçlu idarenin bu maddeye dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, o nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, o halde mahkemece yargılama giderleri dışındaki alacak kısmı yönünden takibin iptali gerekirken icra emrinin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra emrinin 21.05.2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, icra emri tebliğ tarihinden sonra 24.05.2012 tarihli, Samsun 1.Aile Mahkemesi kararından bahisle nafakalar ile tazminatların Mayıs 2012 ayı itibariyle tamamen ödendiğine dair alacaklının imzasını taşıyan belge ile alacaklıya ödeme yapıldığına göre bu ödemenin takipten sonra yapıldığı kabul edilerek, borçlunun dava dilekçesinde kabul ettiği 1.240 TL. ve takip masrafları yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece takibin henüz sonlanmadığı ve takip dayanağı ipotek resmi senedinde, "taşınmazın 40.000.00 TL bedelle bila faiz ve fekki bildirilinceye kadar süreyle ipotek tesis edildiği" nazara alınarak, takipten öncesi için ihtarla borçluya verilen sürenin dolmasıyla temerrüdün oluştuğu (borcun istenebilir hale geldiği) ve bu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesine göre yasal faiz istenebileceği, yine aynı şekilde takip tarihinden sonrası için de, değişen oranlarda yasal faizin talep edilebileceği dikkate alınarak, borçlunun faize yönelik itirazının esasının incelenmesi gerekeceği-
Somut olayda takip dayanağı ilamda, hükmedilen 172.800 DM alacağın ya da EURO karşılığının 23.11.1999 tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca vadesiz mevduata uygulanan ortalama faiziyle tahsiline karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda Mahkemece ilam hükmü nazara alınarak Devlet Bankalarının EURO cinsi yabancı para vadesiz mevduatına uyguladığı ortalama faiz oranları tespit edilerek, bu oranlar esas alınarak hazırlanan rapora göre sonuca gidilmesi gerekirken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na uygulanacağı bildirilen farazi oranlara göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-