? Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği-
Kamulaştırmasız elatma fiilini 04.11.1983 tarihinden önce ve tazminat ilamının karar tarihini 30.06.2010 tarihinden sonra olması halinde bu tarihte yürürlüğe giren 2942 sayılı kamulaştırma kanunun geçici 6. maddesi, 04.11.1983 tarihinden ve tazminat ilamının karar tarihinin 25.02.2011 tarihinden sonra olması durumunda ise bu tarihte yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği-
Kararın iptali istemli davada, Hakem Heyeti kararı belirsiz olup herhangi bir miktar belirtilmediğinden, kararın infaz edilmesinin mümkün olmadığı, ancak tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebileceği; davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Kamulaştırmasız el atma ilamlarında ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla Değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-
Alacaklı, "para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam"a dayalı olarak ilamsız icra takibi yapamayacağı-
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunlu olup, İcra Mahkemesi'nce hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün olmaması gerekeceği-
2577 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca; “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri'nin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi ...” olup, Yasanın 28/2. maddesindeki anılan değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanmaması gerekeceği-
İlamda bilirkişi raporundaki hesap miktarı baz alınarak karar verildiği anlaşılmakla, hükme esas alınan bu rapor da dosya arasına getirtilerek, buna göre hükümde belirtilen olay tarihlerinden itibaren doğan alacaklar için Yargıtay denetimine de imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesiyle talep edilen faizin denetlenmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
6098 Sayılı T.B.K'nun 100. (Eski 818 sayılı BK 84. ) maddesinde, ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçta düşme hakkına sahiptir. '' hükmüne göre, yapılan ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan (icra vekalet ücretide dahil) düşülerek bakiye alacak miktarının tespitiyle, takibin belirlenen miktar üzerinden devamına karar verilmesi gerekeceği-
Haciz karar tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte olan 5999 sayılı Kanunun Geçici 6.maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekeceği-