İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
İhtiyati tedbir kararının uygulanması icra işlemi sayılmayacağından tedbir kararının infazı ile ilgili şikayetleri inceleme görevinin kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, zira icra müdürünün görevinin ihtiyati tedbir infaz memurluğu niteliğinde olduğu-
Kamulaştırmasız elatma fiilini 04.11.1983 tarihinden önce ve tazminat ilamının karar tarihini 30.06.2010 tarihinden sonra olması halinde bu tarihte yürürlüğe giren 2942 sayılı kamulaştırma kanunun geçici 6. maddesi, 04.11.1983 tarihinden ve tazminat ilamının karar tarihinin 25.02.2011 tarihinden sonra olması durumunda ise bu tarihte yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği-
Boşanma kararı ile birlikte hükmedilmiş tazminatın takibe konulması halinde, ancak, infaz edilebilir hale geldiği boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenebileceği- Bozmadan sonra tesis edilen hüküm ile tazminatlara karar verildiğine göre, anılan tazminatların yeni verilen karar tarihinde muaccel hale geleceği ve bu tarihten itibaren faizin işletilebileceği-
? İcra takibine dayanak yapılan ilamda lehine men-i müdahale ve kal kararı verilen tapu kaydına göre taşınmazın 08.02.2008 tarihi itibariyle maliki olmayıp; 08.02.2008 tarihinden sonra eski malikin ilama dayanarak takip yapma hakkı ve takipte sıfatı bulunmadığı, bu tarihten sonra men-i müdahale ve kal yönünden ilamın infazını yeni malikin isteyebileceği-
İdari yargının, ancak edayı içeren ilamlarının icra dairesinde ilamlı takibe konu edilebileceği- Mahkemece yapılan tavzihin, hükmü eda içeren bir ilam haline dönüştürmeyeceği-
Alacaklı, "para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam"a dayalı olarak ilamsız icra takibi yapamayacağı-
Hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde, ilamda yer alan eklentiler de ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin, kararın kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması ve itirazın bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceği-
“...30.000 USD miktarlı çekin 23.627,75 USD miktarı yönünden davacının davalılarına borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin 6.372,25 USD miktarı yönünden davanın reddine” şeklinde karar verilmiş olan ilamın, hüküm bölümü itibariyle bir edayı içermediğinden, ilamlı takibe konu yapılamayacağı-