Borçlu vekilinin nafaka borcunun ödendiğinin ispatı amacıyla ibraz ettiği çeşitli miktarlardaki banka dekontları incelendiğinde yapılan ödemelerin kira ve aidat ödemeleri olduğu bu tarihten sonra da buna uyan ödeme miktarları ile periyodik artışlı ödemelerin devam ettiği dikkate alındığında, yapılan ödemelerin aidat ve kira bedellerinin devamı olarak değerlendirilmesi gerekeceği, anılan ödemeler ahlaki ödeme kabul edileceğinden borçlu tarafından alacaklıya yapılmış nafaka ödemesi bulunmadığı ve itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dar yetkili İcra mahkemesinin yorum yoluyla hüküm fıkrasını değiştiremeyeceği takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği-
Borçlunun takip tarihinden önce borca yönelik ödemeler yaptığı ve bunu ispatladığı halde bu ödemeler talep edilen işlemiş nafaka ve faizden düşülerek bakiye borcun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulamayacağı-
İYUK. madde 28 e ilişkin değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağının bulunmayacağı-
Mahkemece takip tarihindeki durum ve dayanak belge nazara alınarak, kısa karara dayalı olarak ilamların icrası yolu ile takip başlatılamayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği yönündeki borçlu şikayetinin kabulü ile, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atma davasında Anayasa Mahkemesinin ilgili hükmü iptal kararı vermesinin ardından iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile hakimin uygulamama yetkisi hatta yükümlülüğü altında olacağı-
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/I. maddesinin, “Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.” biçimindeki son cümlesi Anayasa’nın 2., 15., 35., 36. ve 125. maddelerine aykırı olduğundan iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
Temyizi kabil icra mahkemesi kararlarının Kanunda belirtildiği ancak bu kararların infaz edilebilmeleri için kesinleşmelerinin gerekmeyeceği-
Başlatılan ilamlı takipte borçlu olarak gösterilen "Bartın Gökkuşağı Anaokulu" Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir birim olup ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından pasif husumet ehliyetine sahip olmadığı, bu hususun kamu düzeniyle ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu; tüzel kişiliği olmayan Anaokulunun bağlı olduğu Milli Eğitim Bakanlığı yerine anaokulu hakkında takip yapılması maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından, alacaklının HMK.'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanılgının düzeltilebileceği; bunun için alacaklıya takibi Milli Eğitim Bakanlığına yöneltmesi için kesin süre verilmesi bu sürede taraf değişikiliği yapılması halinde ödeme emrinin iptaline aksi halde taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-