İlamın hüküm kısmının aynen infazı zorunlu olup, dar etkili icra mahkemesinin yorum yoluyla hüküm fıkrasını değiştiremeyeceği-
Takip dayanağı ilamda; iki davalının bulunduğunun ve alacaklı lehine hüküm altına alınan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacaklarının faiziyle birlike davalılardan tahsiline hükmedildiğinin, davalıların müteselsilen sorumlu oldukları yönünde bir açıklamaya yer verilmediğinin, icra emrinde ise; tüm alacakların her iki davalıdan müteselsilen tahsilinin talep edildiğinin görüldüğü, bu durumda, mahkemenin kabulünde olduğu gibi, borçlular ilamda hüküm altına alınan borçtan yarı yarıya sorumlu olacaklarından, şikayetin kabulü ile icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi yerine istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak ilamda “...13.870,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınmasına, davalılara ödenmesine” karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda ilam içeriği nazara alınarak hükmedilen vekalet ücretinin, kendisini vekille temsil ettiren üç davalı lehine verildiği ve her bir davalının vekalet ücretinin 1/3'ünü talep edebileceği düşünülerek icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, vekil sayısı esas alınarak icra emrinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde (HUMK 429 ve devamı maddeleri) mahkemenin, artık bu bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorunda olduğu, çünkü bozmaya uyma (ara) kararı ile, bozma yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hakkın doğmuş olacağı, icra mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre, yapılacak işin, bozma ilamı gerekçesi ile talebin kabulüne, muhtıranın iptaline karar vermekten ibaret olacağı, mahkemece yine talebin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece ilam ve yasa maddesi nazara alınarak, Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranları ilgili bankalardan sorularak tespit ile bu oranlar esas alınarak ve birer yıllık dönemler halinde faiz hesabı yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin, borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması sebebiyle hakkın kötüye kullanılması olduğu ve hukuk düzeni tarafından korunamayacağı,ilamın bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmasının dürüstlük kuralına uymadığı-
Tüketici mahkemesine dayalı ilamlı takipte hükmedilen ilam vekalet ücretinin yarısının, alacaklının ilamda iki davalı olduğundan bahisle davalılardan birinden isteyebileceği-
İİK. mad. 149 gereğince, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunduğu ve borçlu ile ipotek veren hakkında birlikte takip yapılması gerektiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ise, ipotek veren sonradan dahil edilmek suretiyle takip yapılabilir ise de, bunun aksi mümkün olmadığı, diğer bir deyişle asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek veren hakkında takip yapılamayacağı, sonradan asıl borçlunun dahil edilmesi suretiyle de takibin sürdürülmesinin mümkün olmadığı, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınması gerektiği-
Kamulaştırmasız elatmadan doğan alacağa ilişkin dayanak ilamın karar tarihi 11.06.2013 tarihinden önce ve kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylem 1983 yılından sonra olduğundan haciz yasağından yararlanılacağı, bu durumda, idarenin mallarına haciz konulmasında yasaya aykırılık olmayıp şikayetin reddi yerine kabulünün isabetsiz olduğu-